AÇIK - KAPALI ŞEKİLDE FATURA KESİLMESİ NEDİR?
AÇIK
- KAPALI FATURA AYRIMI
I- GİRİŞ
Fatura ile ilgili olarak Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret
Kanunu’nda düzenlemeler yer almakla birlikte ticari
hayatta
sıkça rastladığımız açık-kapalı fatura ayrımına mevzuatta yer
verilmemiştir. Bu ayrım genellikle piyasa koşullarında,
özellikle de ödemenin tevsiki konusunda yargı yerlerinde done
olarak sunulmaktadır.
Vergi
Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nda fatura ile ilgili olarak
yapılan düzenlemeler ile birlikte açık-kapalı fatura ayrımına
yer verilecektir.
A- FATURA NEDİR
Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesinde fatura “satılan
emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı
meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar
tarafından müşteriye verilen ticari vesika” olarak
tanımlamış ve anılan Kanun’un 229-235. maddelerinde faturanın
şekil, muhteva ve nizamına dair hususlar ile birlikte fatura
yerine geçen vesikalara yer verilmiştir.
Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddesi
uyarınca da;
Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit
edilenlerle, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler;
1- Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara,
2- Serbest meslek
erbabına,
3- Kazançları basit
usulde tespit olunan tüccarlara,
4- Defter tutmak
mecburiyetinde olan çiftçilere,
5- Vergiden muaf
esnafa
sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve
bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.
Yine aynı madde hükmü uyarınca yukarıda belirtilen mükelleflerin
dışında kalanlar için ise; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile
kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak
mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya
onlara yaptırdıkları iş bedelinin 2010 yılı için 680,00 TL’yi
geçmesi veya bedeli bu tutardan az olsa dahi istemeleri halinde
emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.
Faturanın şekli Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesinde
belirlenmiştir. Buna göre faturada en az aşağıdaki
bilgiler bulunur.
1- Faturanın düzenlenme tarihi, seri ve sıra numarası,
2- Faturayı
düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu
vergi dairesi ve vergi numarası,
3-
Müşterinin
adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve vergi
numarası,
4- Malın veya işin
nev’i, miktarı, fiyatı ve tutarı,
5- Satılan malların
teslim tarihi ve irsaliye numarası (Malın alıcıya teslim edilmek
üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde
satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya
taşıttırılması halinde alıcının, taşınan veya taşıttırılan
mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta
bulundurulması şarttır.).
Malın, bir mükellefin birden çok işyerleri ile şubeleri arasında
taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncu veya diğer bir
aracıya gönderildiği hallerde de, malın gönderen tarafından sevk
irsaliyesine (1) bağlanması
gereklidir. Nihai tüketicilerin tüketim amacıyla perakende
olarak satın aldıkları malları kendilerinin taşıması veya
taşıttırması halinde bu mallara ait fatura veya perakende satış
fişinin bulunması şartıyla sevk irsaliyesi aranmaz.
Vergi Usul Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca da faturanın
düzenlenmesinde aşağıdaki kaidelere uyulur.
1- Faturalar sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir. Aynı
müessesenin muhtelif şube ve kısımlarında her biri aynı numara
ile başlamak üzere ayrı ayrı fatura kullanıldığı takdirde bu
faturalara şube ve kısımlarına göre şube veya kısmın isimlerinin
yazılması veya özel işaretle seri tefriki yapılması mecburidir.
2 - Faturalar
mürekkeple, makine ile veya kopya kurşun kalemi ile doldurulur.
3- Faturalar en az
bir asıl ve bir örnek olarak düzenlenir. Birden fazla örnek
düzenlendiği takdirde her birine kaçıncı örnek olduğu işaret
edilir.
4- Faturaların baş
tarafında iş sahibinin veya namına imzaya mezun olanların imzası
bulunur.
5- Fatura, malın
teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün
(2) içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde
düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.
6- Vergi Usul
Kanunu’nun 232. maddesinin birinci fıkrasına göre fatura
düzenlemek zorunda olanlar, müşterinin
adı ve soyadı ile bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi
numarasının doğruluğundan sorumludur (Ancak bu sorumluluk, aynı
maddenin 2. fıkrasının uygulandığı halleri kapsamaz.). Fatura
düzenleyenin istemesi halinde müşteri
kimliğini ve vergi numarasını gösterir belgeyi ibraz etmek
zorundadır.
FATURALARIN NASİL KESİLECEĞİ HAKKINDA
BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ.....
III- AÇIK-KAPALI FATURA AYRIMI
Türk Ticaret Kanunu’nun “Fatura ve Teyit Mektubu”
başlıklı 23. maddesi şu şekildedir.
“Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut
bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden diğer
taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise
bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.
Bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren sekiz
gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa
münderecatını kabul etmiş sayılır.
Şifahen, telefon veya telgrafla yapılan mukavelelerin veya
beyanların muhtevasını teyit eden bir yazıyı alan kimse, aldığı
tarihten itibaren sekiz gün içinde bir itirazda bulunmamışsa
teyit mektubunun yapılan mukaveleye ve beyanlara uygun olduğunu
kabul etmiş sayılır.”
Kanuni bir düzenleme
olmamakla beraber açık-kapalı fatura terimi ticari
hayatta şu şekilde kullanılmaktadır.
Açık fatura, paranın
tahsil edilmediği yani vadeli satış yapıldığı durumlarda
düzenlenen faturadır. Kapalı fatura ise, mal ya da hizmet
bedelinin peşin olarak tahsil edildiği durumlarda düzenlenir.
Açık fatura da imza, faturanın üst tarafına atılır. Kapalı
fatura da ise, imza faturanın alt tarafına atılır.
Sadece vergi yasalarında ve Türk Ticaret Yasası’nda değil,
hiçbir yasada, yönetmelikte, tebliğde ya da yazılı başka bir
kaynakta açık fatura ya da kapalı fatura ile ilgili bir
açıklamaya rastlamak mümkün değildir (3).
Ancak, ticari örf ve adete göre, faturanın altına imza atılıp
kaşelenmesi halinde, faturanın bedelinin ödendiği, faturanın
üstüne imza atılıp kaşelendiği durumlarda da, fatura bedelinin
ödenmediği kabul edilmektedir. Yargıtay’ın kararları da, bu
doğrultudadır (4).
Ankara Ticaret Odası da aldığı bir “teamül kararı” ile
açık fatura-kapalı fatura uygulamasının bir örf ve adet hukuk
kuralı haline gelmesini sağlamıştır (5). Bu
tarihten sonra yürürlüğe giren 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi
Odaları Kanunu’nun 5. maddesi hükmü ile (6)
Odalara “Bölgeleri içindeki ticari teamülleri tespit edip,
örf ve adet haline getirmek” görevi verilmiştir. Ticaret
Odasının tespit ettiği teamüle göre; faturanın altına pul
yapıştırılarak imza edilmesi halinde kapalı fatura, pulun
faturanın üst kısmına yapıştırılarak (7)
imzalanması halinde de açık fatura söz konusu olmaktadır.
Açık-kapalı fatura mükelleflerin ödemeleri tevsiki açısından bir
hüküm ifade etmektedir. Tevsik açısından ayrıca aşağıdaki
durumunda göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257. maddesinin birinci
fıkrasının 2 numaralı bendinde yer alan yetkiye dayanılarak
tahsilat ve ödemelerin banka, benzeri finans kurumları veya
posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsikine ilişkin
açıklamalar Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan 320, 323, 324 ve 332
Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri’nde yapılmıştır.
Yapılan bu düzenlemeler ile ticari işlemler ve finansal
hareketlerin taraflarının izlenmesi
ve vergiyi doğuran olayların mali kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla
tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Buna göre; birinci ve ikinci
sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, defter
tutmak zorunda olan çiftçiler, serbest meslek erbabı ile
vergiden muaf esnafın kendi aralarında yapacakları ticari
işlemleri ile nihai tüketicilerden (Türkiye’de mukim olmayan
yabancılar hariç) mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları
8.000 Türk Lirası’nı aşan tahsilat ve ödemelerinin banka
veya özel finans kurumları aracı kılınarak yapılması ve bu
kurumlarca düzenlenen dekont veya hesap bildirim cetvelleri ile
tevsiki zorunludur. Tespit edilen tutarın altında kalan tahsilat
veya ödemelerin banka veya özel finans kurumları aracılığıyla
yapılması ihtiyaridir.
|