TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (*)
(Kurucu Mecliste Kabul Tarihi : 18.10.1982; Halkoyuna
Sunulmak Üzere Tasarının Resmî Gazetede İlanı: 20.10.1982-17844;
Kanunun Halkoyu ile Kabul Tarihi: 7.11.1982; Halkoyu Sonucunun
Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi: 9.11.1982-17863 Mükerrer)
Kanun No. : 2709
Kabul Tarihi : 7.11.1982
BAŞLANGIÇ (Değişik: 23.7.1995-4121/1 md.)
Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin
bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin
kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği
milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi
olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedî varlığı, refahı, maddî ve
manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız
Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili
kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi
demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına
çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük
sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin
kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve
işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;
(Değişik: 3.10.2001-4709/1 md.)Hiçbir faaliyetin
Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle
bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin,
Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin
karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak
kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle
karıştırılamayacağı;
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden
eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür,
medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî
ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan
sahip olduğu;
Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî
sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve
külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu,
birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi
ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” arzu ve
inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde
saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan
ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.
BİRİNCİ KISIM
Genel Esaslar
I. Devletin şekli
MADDE 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru,
millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı,
Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel
ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî
marşı ve başkenti
MADDE 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle
bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al
bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4. – Anayasanın 1 inci maddesindeki
Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci
maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri
değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
V. Devletin temel amaç ve görevleri
MADDE 5. – Devletin temel amaç ve görevleri,
Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin
bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve
toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve
hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle
bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal
engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi
için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
VI. Egemenlik
MADDE 6. – Egemenlik, kayıtsız şartsız
Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre,
yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye
veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını
Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.
VII. Yasama yetkisi
MADDE 7. – Yasama yetkisi Türk Milleti adına
Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.
VIII. Yürütme yetkisi ve görevi
MADDE 8. – Yürütme yetkisi ve görevi,
Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara
uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.
IX. Yargı yetkisi
MADDE 9. – Yargı yetkisi, Türk
Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
X. Kanun önünde eşitlik
Madde 10.– Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet,
siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle
ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek: 7.5.2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler
eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini
sağlamakla yükümlüdür. (Ek: 7/5/2010-5982/1 md.) Bu
maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak
yorumlanamaz.
(Ek: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar,
özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve
gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun
önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
XI. Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
MADDE 11. – Anayasa hükümleri, yasama, yürütme
ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri
bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.
İKİNCİ KISIM
Temel Haklar ve Ödevler
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
I. Temel hak ve hürriyetlerin niteliği
MADDE 12. – Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz,
devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer
kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.
II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması
MADDE 13. – (Değişik: 3.10.2001-4709/2
md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın
yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı
olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın
sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin
gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
III. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye
kullanılamaması
MADDE 14. – (Değişik: 3.10.2001-4709/3
md.) Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri,
Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan
haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı
amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla
tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada
belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir
faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak
müeyyideler, kanunla düzenlenir.
IV. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının
durdurulması
MADDE 15. – Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya
olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler
ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve
hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya
bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler
alınabilir.
(Değişik: 7.5.2004-5170/2 md.)Birinci fıkrada
belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu
meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve
manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan,
düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı
suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme
kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
V. Yabancıların durumu
MADDE 16. – Temel hak ve hürriyetler, yabancılar
için, milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Kişinin Hakları ve Ödevleri
I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı
MADDE 17. – Herkes, yaşama, maddî ve manevî
varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin
vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî
deneylere tâbi tutulamaz.
Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle
bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.
(Değişik: 7.5.2004-5170/3 md.) Meşrû müdafaa
hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir
tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya
isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili
merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına
kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme
fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.
II. Zorla çalıştırma yasağı
MADDE 18. – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz.
Angarya yasaktır.
Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya
tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde
vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu
kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve
fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.
III. Kişi hürriyeti ve güvenliği
MADDE 19. – Herkes, kişi hürriyeti ve
güvenliğine sahiptir.
Şekil ve şartları kanunda gösterilen :
Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik
tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda
öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya
tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci
önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi;
toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu
maddeveya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir
kişinin bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda
belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi;
usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren, ya da
hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin
yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden
yoksun bırakılamaz.
Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak
kaçmalarını, delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek
maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda
gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir. Hâkim
kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde
sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun
gösterir.
Yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama
sebepleri ve haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun
hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en
geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.)Yakalanan veya
tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için
gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen
suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Kimse,
bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden
yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş
hallerinde uzatılabilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.)Kişinin
yakalandığı veya tutuklandığı, yakınlarına derhal bildirilir.
Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve
soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme
hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince
duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini
sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir.
Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa
sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna
aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla
yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.)Bu esaslar
dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar,
tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir.
IV. Özel hayatın gizliliği ve korunması
A. Özel hayatın gizliliği
Madde 20.– Herkes, özel hayatına ve aile
hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın
ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga cümle:
03/10/2001-4709/5 md.)
(Değişik: 03/10/2001-4709/5 md.)Millî güvenlik,
kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel
ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması
sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre
verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış
merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve
eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin
kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi
halde, el koyma kendiliğinden kalkar.
(Ek: 7/5/2010-5982/2 md.) Herkes, kendisiyle
ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu
hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında
bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya
silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp
kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda
öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel
verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.
B. Konut dokunulmazlığı
MADDE 21. – (Değişik: 3.10.2001-4709/6
md.) Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu
düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın
korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması
sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş
hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde
sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı
emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve
buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat
içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan
itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma
kendiliğinden kalkar.
C. Haberleşme hürriyeti
MADDE 22. – (Değişik: 3.10.2001-4709/7
md.) Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir.
Haberleşmenin gizliliği esastır.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel
sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve
özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı
olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu
sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de
kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça;
haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin
kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar
kendiliğinden kalkar.
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda
belirtilir.
V. Yerleşme ve seyahat hürriyeti
MADDE 23. – Herkes, yerleşme ve seyahat
hürriyetine sahiptir.
Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik
gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek
ve kamu mallarını korumak;
Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve
suç işlenmesini önlemek;
Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.
(Değişik: 7/5/2010-5982/3 md.) Vatandaşın yurt
dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması
sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir.
Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun
bırakılamaz.
VI. Din ve vicdan hürriyeti
MADDE 24. – Herkes, vicdan,
dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü maddehükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî
âyin ve törenler serbesttir.
Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve
kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden
dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi
altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim
kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun
dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine,
küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel
düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya
kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa
olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri
istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti
MADDE 25. – Herkes, düşünce ve kanaat
hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve
kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle
kınanamaz ve suçlanamaz.
VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
MADDE 26. – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz,
yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak
açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların
müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek
serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema
veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına
engel değildir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/9 md.)Bu hürriyetlerin
kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği,
Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile
bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların
cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş
bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel
ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının
korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine
getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/9 md.)
Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin
düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla,
düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/9 md.)Düşünceyi açıklama ve
yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve
usuller kanunla düzenlenir.
IX. Bilim ve sanat hürriyeti
MADDE 27. – Herkes, bilim ve sanatı serbestçe
öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü
araştırma hakkına sahiptir.
Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri
hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz.
Bu maddehükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının
kanunla düzenlenmesine engel değildir.
X. Basın ve yayımla ilgili hükümler
A. Basın hürriyeti
MADDE 28. – Basın hürdür, sansür edilemez.
Basımevi kurmak izin alma ve malî teminat yatırma şartına
bağlanamaz.
(İkinci fıkra mülga: 3.10.2001-4709/10 md.)
Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri
alır.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci
maddeleri hükümleri uygulanır.
Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya
isyana teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait gizli bilgilere
ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya
bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu
suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu
ile dağıtım hâkim kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde
de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir.
Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört saat
içinde yetkili hâkime bildirir. Yetkili hâkim bu kararı en geç
kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı hükümsüz
sayılır.
Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için,
kanunla belirtilecek sınırlar içinde, hâkim tarafından verilen
kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz.
Süreli veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların
soruşturma veya kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hâkim
kararıyla; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün,
millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlâkın korunması ve
suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde
de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir.
Toplatma kararı veren yetkili merci, bu kararını en geç yirmidört
saat içinde yetkili hâkime bildirir; hâkim bu kararı en geç
kırksekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz sayılır.
Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması
sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır.
Türkiye’de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine,
millî güvenliğe ve genel ahlâka aykırı yayımlardan mahkûm olma
halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan
süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın
yasaktır; bunlar hâkim kararıyla toplatılır.
B. Süreli ve süresiz yayın hakkı
MADDE 29. – Süreli veya
süresiz yayın önceden izin alma ve malî teminat yatırma şartına
bağlanamaz.
Süreli yayın çıkarabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve
belgelerin, kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir.
Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili
merci, yayının durdurulması için mahkemeye başvurur.
Süreli yayınların çıkarılması, yayım şartları, malî kaynakları ve
gazetecilik mesleği ile ilgili esaslar kanunla düzenlenir. Kanun,
haber, düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici
veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, malî ve teknik şartlar koyamaz.
Süreli yayınlar, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya
bunlara bağlı kurumların araç ve imkânlarından eşitlik esasına göre
yararlanır.
C. Basın araçlarının korunması
MADDE 30. – (Değişik: 7.5.2004-5170/4
md.)Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan
basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu
gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten
alıkonulamaz.
D. Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle
haberleşme araçlarından yararlanma hakkı
MADDE 31. – Kişiler ve siyasî partiler, kamu
tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme ve yayım
araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu yararlanmanın şartları
ve usulleri kanunla düzenlenir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/11 md.)Kanun, millî
güvenlik, kamu düzeni, genel ahlâk ve sağlığın korunması sebepleri
dışında, halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere
ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar
koyamaz.
E. Düzeltme ve cevap hakkı
MADDE 32. – Düzeltme ve cevap hakkı, ancak
kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle
ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve
kanunla düzenlenir.
Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip
gerekmediğine hâkim tarafından ilgilinin müracaat tarihinden
itibaren en geç yedi gün içerisinde karar verilir.
XI. Toplantı hak ve hürriyetleri
A. Dernek kurma hürriyeti
MADDE 33. –(Değişik: 23.7.1995-4121/2
md.; 3.10.2001-4709/12 md.) Herkes, önceden izin almaksızın
dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine
sahiptir.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya
zorlanamaz.
Dernek kurma hürriyeti ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının
hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.
Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart
ve usuller kanunda gösterilir.
Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla
kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak, millî
güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını
önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca
varsa, kanunla bir merci, derneği faaliyetten men ile
yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içinde
görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat
içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten
kalkar.
Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri
mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına
kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir.
Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.
B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
MADDE 34. – (Değişik: 3.10.2001-4709/13
md.) Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız
toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik,
kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel
ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması
amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında
uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
XII. Mülkiyet hakkı
MADDE 35. – Herkes, mülkiyet ve miras haklarına
sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.
XIII. Hakların korunması ile ilgili hükümler
A. Hak arama hürriyeti
MADDE 36. – (Değişik: 3.10.2001-4709/14
md.) Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak
suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve
savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan
kaçınamaz.
B. Kanunî hâkim güvencesi
MADDE 37. – Hiç kimse kanunen tâbi olduğu
mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.
Bir kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne
çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler
kurulamaz.
C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar
MADDE 38. – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte
bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz;
kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan
daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları
konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla
konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan
bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak
elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.
Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.)Hiç kimse, yalnızca
sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı
özgürlüğünden alıkonulamaz.
(Mülga: 7.5.2004-5170/5 md.)
(Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Ölüm cezası ve
genel müsadere cezası verilemez.
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir
müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu
hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
(Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Uluslararası Ceza
Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere
vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
XIV. İspat hakkı
MADDE 39. – Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara
karşı, bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak
yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret davalarında, sanık,
isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki hallerde
ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup
olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin
ispata razı olmasına bağlıdır.
XV. Temel hak ve hürriyetlerin korunması
MADDE 40. – Anayasa ile tanınmış hak ve
hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden
başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.
(Ek: 3.10.2001-4709/16 md.)Devlet, işlemlerinde,
ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve
sürelerini belirtmek zorundadır.
Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu
uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin
sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler
I. Ailenin korunması ve çocuk hakları [1]
Madde 41.– (Ek: 03.10.2001-4709/17 md.)Aile,
Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve
çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile
uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı
kurar.
(Ek: 7/5/2010-5982/4 md.)Her çocuk, korunma ve
bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve
babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına
sahiptir.
Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu
tedbirleri alır.
II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi
MADDE 42. – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından
yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda,
çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi
altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri
açılamaz.
Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan
kaldırmaz.
İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve
Devlet okullarında parasızdır.
Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet
okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla
düzenlenir.
Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin,
öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla
gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime
ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.
Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma
ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne
suretle olursa olsun engellenemez.
Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk
vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim
ve öğretim kurumlarında okutulacak yabancı diller ile yabancı dille
eğitim ve öğretim yapan okulların tâbi olacağı esaslar kanunla
düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.
III. Kamu yararı
A. Kıyılardan yararlanma
MADDE 43. – Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu
altındadır.
Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını
çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı
gözetilir.
Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre
derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları
kanunla düzenlenir.
B. Toprak mülkiyeti
MADDE 44. – Devlet, toprağın verimli olarak
işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini
önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle
uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır.
Kanun, bu amaçla, değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine göre
toprağın genişliğini tespit edebilir. Topraksız olan veya yeter
toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlanması, üretimin düşürülmesi,
ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve yeraltı servetlerinin
azalması sonucunu doğuramaz.
Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez, miras hükümleri dışında
başkalarına devredilemez ve ancak dağıtılan çiftçilerle mirasçıları
tarafından işletilebilir. Bu şartların kaybı halinde, dağıtılan
toprağın Devletçe geri alınmasına ilişkin esaslar kanunla
düzenlenir.
C. Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında
çalışanların korunması
MADDE 45. – Devlet, tarım arazileri ile çayır ve
meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal
üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal
üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların
işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını
kolaylaştırır.
Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve
gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri
alır.
D. Kamulaştırma
MADDE 46. – (Değişik: 3.10.2001-4709/18
md.) Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu yararının
gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla,
özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını,
kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar
üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli
nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması,
büyük enerji ve sulama projeleri ile iskân projelerinin
gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların
korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin
ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi
öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz;
bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten
küçük çiftçiye ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir.
İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir
sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için
öngörülen en yüksek faiz uygulanır.
E. Devletleştirme ve özelleştirme
MADDE 47. – Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel
teşebbüsler, kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde
devletleştirilebilir.
Devletleştirme gerçek karşılığı üzerinden yapılır. Gerçek
karşılığın hesaplanma tarzı ve usulleri kanunla düzenlenir.
(Ek: 13.8.1999-4446/1 md.)Devletin, kamu
iktisadî teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzelkişilerinin mülkiyetinde
bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve
usuller kanunla gösterilir.
(Ek: 13.8.1999-4446/1 md.)Devlet, kamu iktisadî
teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen
yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile
gerçek veya tüzelkişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği
kanunla belirlenir.
IV. Çalışma ve sözleşme hürriyeti
MADDE 48. – Herkes, dilediği alanda çalışma ve
sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak
serbesttir.
Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal
amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını
sağlayacak tedbirleri alır.
V. Çalışma ile ilgili hükümler
A. Çalışma hakkı ve ödevi
MADDE 49. – Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/19 md.)Devlet,
çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını
geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı
desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam
yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.
(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/19 md.)
B. Çalışma şartları ve dinlenme hakkı
MADDE 50. – Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne
uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar
çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.
Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.
Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve
şartları kanunla düzenlenir.
C. Sendika kurma hakkı
Madde 51.– (Değişik: 03.10.2001-4709/20 md.)Çalışanlar
ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal
hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin
almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye
olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse
bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.
Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının
hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla
sınırlanabilir.
Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve
usuller kanunda gösterilir.
(Dördüncü fıkra mülga: 7/5/2010-5982/5 md.)
İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki
haklarının kapsam, istisna ve sınırları gördükleri hizmetin
niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir.
Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri,
Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı
olamaz.
D. Sendikal faaliyet
MADDE 52. – (Mülga: 23.7.1995-4121/3
md.)
VI. Toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt
A. Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı
[2]
MADDE 53. – İşçiler ve işverenler, karşılıklı
olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını
düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.
Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir.
(Ek: 7/5/2010-5982/6 md.)Memurlar ve diğer kamu
görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler.
Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde
taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu
Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme
hükmündedir.
Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden
yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve
yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu
Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile
diğer hususlar kanunla düzenlenir.
B. Grev hakkı ve lokavt
MADDE 54. – Toplu iş sözleşmesinin yapılması
sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına
sahiptirler. Bu hakkın kullanılmasının ve işverenin lokavta
başvurmasının usul ve şartları ile kapsam ve istisnaları kanunla
düzenlenir.
Grev hakkı ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda, toplum
zararına ve millî serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz.
(Üçüncü fıkra mülga: 7/5/2010-5982/7 md.)
Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller
ve işyerleri kanunla düzenlenir.
Grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde veya ertelendiği
durumlarda ertelemenin sonunda, uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca
çözülür. Uyuşmazlığın her safhasında taraflar da anlaşarak Yüksek
Hakem Kuruluna başvurabilir. Yüksek Hakem Kurulunun kararları
kesindir ve toplu iş sözleşmesi hükmündedir.
Yüksek Hakem Kurulunun kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.
(Yedinci fıkra mülga: 7/5/2010-5982/7 md.)
Greve katılmayanların işyerinde çalışmaları, greve katılanlar
tarafından hiç bir şekilde engellenemez.
VII. Ücrette adalet sağlanması
MADDE 55. – Ücret emeğin karşılığıdır.
Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde
etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli
tedbirleri alır.
(Değişik: 3.10.2001-4709/21 md.)Asgarî ücretin
tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu
da gözönünde bulundurulur.
VIII. Sağlık, çevre ve konut
A. Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması
MADDE 56. – Herkes, sağlıklı ve dengeli bir
çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre
kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.
Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde
sürdürmesini sağlamak; insan ve maddegücünde tasarruf ve verimi
artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını
tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal
kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.
Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için
kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.
B. Konut hakkı
MADDE 57. – Devlet, şehirlerin özelliklerini ve
çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını
karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini
destekler.
IX. Gençlik ve spor
A. Gençliğin korunması
MADDE 58. – Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin
emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve
inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme
ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden,
suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten
korumak için gerekli tedbirleri alır.
B. Sporun geliştirilmesi
MADDE 59. – Devlet, her yaştaki Türk
vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır,
sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.
Devlet başarılı sporcuyu korur.
X. Sosyal güvenlik hakları
A. Sosyal güvenlik hakkı
MADDE 60. – Herkes, sosyal güvenlik hakkına
sahiptir.
Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve
teşkilatı kurar.
B. Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması
gerekenler
MADDE 61. – Devlet, harp ve vazife şehitlerinin
dul ve yetimleriyle, malûl ve gazileri korur ve toplumda kendilerine
yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.
Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını
sağlayıcı tedbirleri alır.
Yaşlılar, Devletçe korunur. Yaşlılara Devlet yardımı ve
sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir.
Devlet, korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için
her türlü tedbiri alır.
Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar veya kurdurur.
C. Yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşları
MADDE 62. – Devlet, yabancı ülkelerde çalışan
Türk vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının eğitiminin,
kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması,
anavatanla bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı
olunması için gereken tedbirleri alır.
XI. Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması
MADDE 63. – Devlet, tarih, kültür ve tabiat
varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla
destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.
Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara
getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak
yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir.
XII. Sanatın ve sanatçının korunması
MADDE 64. – Devlet, sanat faaliyetlerini ve
sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması,
değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için
gereken tedbirleri alır.
XIII. Devletin iktisadî ve sosyal ödevlerinin
sınırları(*)
MADDE 65. – (Değişik: 3.10.2001-4709/22
md.) Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile
belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri
gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Siyasî Haklar ve Ödevler
I. Türk vatandaşlığı
MADDE 66. – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile
bağlı olan herkes Türktür.
Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Son cümle
mülga: 3.10.2001-4709/23 md.)
Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak
kanunda belirtilen hallerde kaybedilir.
Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde
bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz.
Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı
yolu kapatılamaz.
II. Seçme, seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakları
MADDE 67. – Vatandaşlar, kanunda gösterilen
şartlara uygun olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir
siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına
katılma hakkına sahiptir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/5 md.)Seçimler ve
halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık
sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında
yapılır. Ancak, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy hakkını
kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir tedbirleri belirler.
(Değişik: 17.5.1987-3361/1 md.; 23.7.1995-4121/5 md.)Onsekiz
yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma
haklarına sahiptir.
Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/5 md.; 3.10.2001-4709/24 md.)Silah
altında bulunan er ve erbaşlar ile askerî öğrenciler, taksirli
suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan
hükümlüler oy kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde
oy kullanılması ve oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti
açısından alınması gerekli tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından
tespit edilir ve görevli hâkimin yerinde yönetim ve denetimi altında
yapılır.
(Ek: 23.7.1995-4121/5 md.) Seçim kanunları,
temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak
biçimde düzenlenir.
(Ek: 3.10.2001-4709/24 md.)Seçim kanunlarında
yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl
içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.
III. Siyasî partilerle ilgili hükümler
A. Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma
MADDE 68. –(Değişik: 23.7.1995-4121/6
md.) Vatandaşlar, siyasî parti kurma ve usulüne göre
partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir. Parti üyesi
olabilmek için onsekiz yaşını doldurmuş olmak gerekir.
Siyasî partiler, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez
unsurlarıdır.
Siyasî partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve
kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürürler.
Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin
bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan
haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine,
demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya
zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve
yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.
Hâkimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları
mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki
görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan
diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ile
yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasî partilere üye olamazlar.
Yükseköğretim elemanlarının siyasî partilere üye olmaları ancak
kanunla düzenlenebilir. Kanun bu elemanların, siyasî partilerin
merkez organları dışında kalan parti görevi almalarına cevaz veremez
ve parti üyesi yükseköğretim elemanlarının yükseköğretim
kurumlarında uyacakları esasları belirler.
Yükseköğretim öğrencilerinin siyasî partilere üye olabilmelerine
ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.
Siyasî partilere, Devlet, yeterli düzeyde ve hakça malî yardım
yapar. Partilere yapılacak yardımın, alacakları üye aidatının ve
bağışların tabi olduğu esaslar kanunla düzenlenir.
B. Siyasî partilerin uyacakları esaslar
MADDE 69. – (Değişik: 23.7.1995-4121/7
md.) Siyasî partilerin faaliyetleri, parti içi
düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu
ilkelerin uygulanması kanunla düzenlenir.
Siyasî partiler, ticarî faaliyetlere girişemezler.
Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması
gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa
Mahkemesince siyasî partilerin mal edinimleri ile gelir ve
giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim
yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda
gösterilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken
Sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda
vereceği kararlar kesindir.
Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının
açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara
bağlanır.
Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin
dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli
kapatma kararı verilir.
Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine
aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu
nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa
Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. (Ek
cümle: 3.10.2001-4709/25 md.) Bir siyasî parti, bu
nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde
işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya
merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet
Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen
veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan
parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu
fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.
(Ek: 3.10.2001-4709/25 md.)Anayasa Mahkemesi,
yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu
fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından
kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.
Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.
Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya
faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa
Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî
Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş yıl
süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi
olamazlar.
Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk
uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzelkişilerden maddî yardım alan
siyasî partiler temelli olarak kapatılır.
(Değişik: 3.10.2001-4709/25 md.)Siyasî
partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya
da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile
siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri
yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir.
IV. Kamu hizmetlerine girme hakkı
A. Hizmete girme
MADDE 70. – Her Türk, kamu hizmetlerine girme
hakkına sahiptir.
Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir
ayırım gözetilemez.
B. Mal bildirimi
MADDE 71. – Kamu hizmetine girenlerin mal
bildiriminde bulunmaları ve bu bildirimlerin tekrarlanma süreleri
kanunla düzenlenir. Yasama ve yürütme organlarında görev alanlar,
bundan istisna edilemez.
V. Vatan hizmeti
MADDE 72. – Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve
ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne
şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla
düzenlenir.
VI. Vergi ödevi
MADDE 73. – Herkes, kamu giderlerini karşılamak
üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının
sosyal amacıdır.
Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur,
değiştirilir veya kaldırılır.
Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık,
istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun
belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi
Bakanlar Kuruluna verilebilir.
VII. Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma
hakkı [3]
MADDE 74. – (Ek: 03.10.2001-4709/26 md.)Vatandaşlar
ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden
yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri
hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı
ile başvurma hakkına sahiptir.
(Ek: 03.10.2001-4709/26 md.)Kendileriyle ilgili
başvurmaların sonucu, gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı
olarak bildirilir.
(Üçüncü fıkra mülga: 7/5/2010-5982/8 md.)
(Ek: 7/5/2010-5982/8 md.)Herkes, bilgi edinme ve
kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan
Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri
inceler.
Kamu Başdenetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli
oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada üye tamsayısının üçte
iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır.
Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy
alan iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en
fazla oy alan aday seçilmiş olur.
Bu maddede sayılan hakların kullanılma biçimi, Kamu Denetçiliği
Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması, inceleme sonucunda yapacağı
işlemler ile Kamu Başdenetçisi ve kamu denetçilerinin nitelikleri,
seçimi ve özlük haklarına ilişkin usul ve esaslar kanunla
düzenlenir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Cumhuriyetin Temel Organları
BİRİNCİ BÖLÜM
Yasama
I. Türkiye Büyük Millet Meclisi
A. Kuruluşu
MADDE 75. – (Değişik: 17.5.1987 - 3361/2
md; 23.7.1995 - 4121/8 md.)Türkiye Büyük Millet Meclisi
genel oyla seçilen beşyüzelli milletvekilinden oluşur.
B. Milletvekili seçilme yeterliliği
MADDE 76. – (Değişik : 13.10.2006 -
5551/1 md.) Yirmibeş yaşını dolduran her Türk milletvekili
seçilebilir.
(Değişik : 27.12.2002 - 4777/1 md.)En az ilkokul
mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini
yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç
toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm
giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas
gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım
satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör
eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik
suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile
milletvekili seçilemezler.
Hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları,
yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim
Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki
görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan
diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları,
görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili
seçilemezler.
C. Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçim dönemi
MADDE 77. – (Değişik: 31.5.2007 - 5678/1
md.) Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri dört yılda
bir yapılır.
Meclis, bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebileceği
gibi, Anayasada belirtilen şartlar altında Cumhurbaşkanınca
verilecek karara göre de seçimler yenilenir. Süresi biten
milletvekili yeniden seçilebilir.
Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin
seçilmesine kadar sürer.
D. Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin geriye
bırakılması ve ara seçimleri
MADDE 78. – Savaş sebebiyle yeni seçimlerin
yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi,
seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki
usule göre bu işlem tekrarlanabilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması
halinde, ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa
yapılır ve genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez.
Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini
bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar
verilir.
Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.
(Ek : 27.12.2002 - 4777/2 md.)Yukarıda yazılı
hallerden ayrı olarak, bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden
doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır. Bu fıkra
gereği yapılacak seçimlerde Anayasanın 127 nci maddesinin üçüncü
fıkrası hükmü uygulanmaz.
E. Seçimlerin genel yönetim ve denetimi
MADDE 79. – Seçimler, yargı organlarının genel
yönetim ve denetimi altında yapılır.
(Değişik: 31.5.2007 - 5678/2 md.) Seçimlerin
başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve
dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim
süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün
yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara
bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim
tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçimi tutanaklarını kabul etme
görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları
aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve
yetkileri kanunla düzenlenir.
Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur.
Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi
üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile
seçilir. Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir
başkan ve bir başkanvekili seçerler.
Yüksek Seçim Kuruluna Yargıtay ve Danıştaydan seçilmiş üyeler
arasından ad çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Yüksek Seçim Kurulu
Başkanı ve Başkanvekili ad çekmeye girmezler.
(Değişik: 31.5.2007 - 5678/2 md.) Anayasa
değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi işlemlerinin genel
yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere
göre olur.
F. Üyelikle ilgili hükümler
1. Milletin temsili
MADDE 80. – Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil,
bütün Milleti temsil ederler.
2. Andiçme
MADDE 81. – Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler :
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez
bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma;
hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke
ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî
dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve
temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan
ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim
üzerine andiçerim.”
3. Üyelikle bağdaşmayan işler
MADDE 82. – Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeleri, Devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinde ve bunlara bağlı
kuruluşlarda; Devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin doğrudan
doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda;
özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış kamu
yararına çalışan derneklerin ve Devletten yardım sağlayan ve vergi
muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ile sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve
katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim
kurullarında görev alamazlar, vekili olamazlar, herhangi bir taahhüt
işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul edemezler, temsilcilik ve
hakemlik yapamazlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif,
inha, atama veya onamasına bağlı resmî veya özel herhangi bir işle
görevlendirilemezler. Bir üyenin belli konuda ve altı ayı aşmamak
üzere Bakanlar Kurulunca verilecek geçici bir görevi kabul etmesi,
Meclisin kararına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği ile bağdaşmayan diğer görev
ve işler kanunla düzenlenir.
4. Yasama dokunulmazlığı
MADDE 83. – Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri
sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi
üzerine Meclisce başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında
tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.
Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir
milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya
çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren
suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak
kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün
dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan
doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya
sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik
sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı
işlemez.
Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma,
Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca,
yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar
alınamaz.
5. Milletvekilliğinin düşmesi [4]
Madde 84.– (Değişik: 23/7/1995-4121/9 md.)İstifa
eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi, istifanın geçerli
olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanınca tespit
edildikten sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca
kararlaştırılır.
Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde
düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula
bildirilmesiyle olur.
82 nci maddeye göre milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya
hizmeti sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin milletvekilliğinin
düşmesine, yetkili komisyonun bu durumu tespit eden raporu üzerine
Genel Kurul gizli oyla karar verir.
Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay
içerisinde toplam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin
milletvekilliğinin düşmesine, durumun Meclis Başkanlık Divanınca
tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye tamsayısının salt
çoğunluğunun oyuyla karar verilebilir.
(Beşinci fıkra mülga: 7/5/2010-5982/9 md.)
6. İptal istemi
MADDE 85. – (Değişik: 23.7.1995 -
4121/10 md.) Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya
milletvekilliğinin düşmesine 84 üncü maddenin birinci, üçüncü veya
dördüncü fıkralarına göre karar verilmiş olması hallerinde, Meclis
Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak yedi gün
içerisinde ilgili milletvekili veya bir diğer milletvekili, kararın,
Anayasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla iptali için
Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini
onbeş gün içerisinde kesin karara bağlar.
7. Ödenek ve yolluklar
MADDE 86. – (Değişik: 21.11.2001-4720/1
md.)Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek, yolluk
ve emeklilik işlemleri kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı, en
yüksek Devlet memurunun almakta olduğu miktarı, yolluk da ödenek
miktarının yarısını aşamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile
bunların emeklileri T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilirler ve
üyeliği sona erenlerin istekleri halinde ilgileri devam eder.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ödenecek ödenek ve
yolluklar, kendilerine T.C. Emekli Sandığı tarafından bağlanan
emekli aylığı ve benzeri ödemelerin kesilmesini gerektirmez.
Ödenek ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir.
II. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri
A. Genel olarak
MADDE 87. –(Değişik: 3.10.2001-4709/28
md., 7.5.2004-5170/6 md.)Türkiye Büyük Millet Meclisinin
görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar
Kurulunu ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda
kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesinhesap
kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve
savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların
onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye
tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af
ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen
yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.
B. Kanunların teklif edilmesi ve görüşülmesi
MADDE 88. – Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu
ve milletvekilleri yetkilidir.
Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde
görüşülme usul ve esasları İçtüzükle düzenlenir.
C. Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması
MADDE 89. – Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet
Meclisince kabul edilen kanunları onbeş gün içinde yayımlar.
(Değişik: 3.10.2001-4709/29 md.)Yayımlanmasını
kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek
üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde,
Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Cumhurbaşkanınca
kısmen uygun bulunmama durumunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi
sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebilir. Bütçe kanunları bu
hükme tâbi değildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu aynen kabul
ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen
kanunda yeni bir değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen
kanunu tekrar Meclise geri gönderebilir.
Anayasa değişikliklerine ilişkin hükümler saklıdır.
D. Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma
MADDE 90. – Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı
devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların
onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla
uygun bulmasına bağlıdır.
Ekonomik, ticarî veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir
yılı aşmayan andlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme
getirmemek, kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki
mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, yayımlanma ile yürürlüğe
konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki
ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur.
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile
kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticarî, teknik
veya idarî andlaşmaların Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun
bulunması zorunluğu yoktur; ancak, bu fıkraya göre yapılan ekonomik,
ticarî veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren andlaşmalar,
yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların
yapılmasında birinci fıkra hükmü uygulanır.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun
hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa
Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7.5.2004-5170/7 md.)Usulüne
göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin
milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler
içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası
andlaşma hükümleri esas alınır.
E. Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme
MADDE 91. – Türkiye Büyük Millet Meclisi,
Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi
verebilir. Ancak sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak
üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer
alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde
yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle
düzenlenemez.
Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını,
kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden
fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir.
Bakanlar Kurulunun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin
bitmesi, belli süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep
olmaz.
Kanun hükmünde kararnamenin, Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından süre bitiminden önce onaylanması sırasında, yetkinin son
bulduğu veya süre bitimine kadar devam ettiği de belirtilir.
Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının
Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname
çıkarmasına ilişkin hükümler saklıdır.
Kanun hükmünde kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün
yürürlüğe girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha
sonraki bir tarih de gösterilebilir.
Kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunulur.
Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler,
Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda
öncelikle ve ivedikle görüşülür.
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan
kararnameler bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen
kararnameler bu kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte,
yürürlükten kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin
değiştirilmiş hükümleri, bu değişikliklerin Resmî Gazetede
yayımlandığı gün yürürlüğe girer.
F. Savaş hali ilânı ve silahlı kuvvet kullanılmasına izin
verme
MADDE 92. – Milletlerarası hukukun meşrû saydığı
hallerde savaş hali ilânına ve Türkiye’nin taraf olduğu
milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası nezaket
kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin
yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin
Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet
Meclisinindir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara vermede iken
ülkenin ani bir silahlı saldırıya uğraması ve bu sebeple silahlı
kuvvet kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz olması
halinde Cumhurbaşkanı da, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına
karar verebilir.
III. Türkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetleri ile
ilgili hükümler
A. Toplanma ve tatil
MADDE 93. – (Değişik birinci fıkra:
23.7.1995 - 4121/11 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi, her
yıl Ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanır.
Meclis, bir yasama yılında en çok üç ay tatil yapabilir; ara
verme veya tatil sırasında, doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun
istemi üzerine, Cumhurbaşkanınca toplantıya çağrılır.
Meclis Başkanı da doğrudan doğruya veya üyelerin beşte birinin
yazılı istemi üzerine, Meclisi toplantıya çağırır.
Ara verme veya tatil sırasında toplanan Türkiye Büyük Millet
Meclisinde, öncelikle bu toplantıyı gerektiren konu görüşülmeden ara
verme veya tatile devam edilemez.
B. Başkanlık Divanı
MADDE 94. – Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Başkanlık Divanı, Meclis üyeleri arasından seçilen Meclis Başkanı,
Başkanvekilleri, Kâtip Üyeler ve İdare Amirlerinden oluşur.
Başkanlık Divanı, Meclisteki siyasî parti gruplarının üye sayısı
oranında Divana katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur. Siyasî
parti grupları Başkanlık için aday gösteremezler.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı için, bir yasama
döneminde iki seçim yapılır.(Değişik: 7/5/2010-5982/10 md.) İlk
seçilenlerin görev süresi iki yıldır, ikinci devre için seçilenlerin
görev süresi ise o yasama döneminin sonuna kadar devam eder.
(Değişik: 03.10.2001-4709/30 md.)Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkan adayları, Meclis üyeleri içinden, Meclisin
toplandığı günden itibaren beş gün içinde, Başkanlık Divanına
bildirilir. Başkan seçimi gizli oyla yapılır. İlk iki oylamada üye
tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt
çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu
oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama yapılır;
dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, Başkan seçilmiş olur. Başkan
seçimi, aday gösterme süresinin bitiminden itibaren, beş gün içinde
tamamlanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekillerinin, Kâtip Üyelerinin
ve İdare Amirlerinin adedi, seçim nisabı, oylama sayısı ve usulleri,
Meclis İçtüzüğünde belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi
bulundukları siyasî partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya
dışındaki faaliyetlerine; görevlerinin gereği olan haller dışında,
Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan ve oturumu yöneten
Başkanvekili oy kullanamazlar.
C. İçtüzük, siyasî parti grupları ve kolluk işleri
MADDE 95. – Türkiye Büyük Millet Meclisi,
çalışmalarını, kendi yaptığı İçtüzük hükümlerine göre yürütür.
İçtüzük hükümleri, siyasî parti gruplarının, Meclisin bütün
faaliyetlerine üye sayısı oranında katılmalarını sağlayacak yolda
düzenlenir. Siyasî parti grupları, en az yirmi üyeden meydana gelir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün bina, tesis, eklenti ve
arazisinde kolluk ve yönetim hizmetleri Meclis Başkanlığı eliyle
düzenlenir ve yürütülür. Emniyet ve diğer kolluk hizmetleri için
yeteri kadar kuvvet ilgili makamlarca Meclis Başkanlığına tahsis
edilir.
D. Toplantı ve karar yeter sayısı
MADDE 96. – (Değişik: 31.5.2007 - 5678/3
md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapacağı seçimler dahil
bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasada başkaca bir hüküm yoksa
toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar
yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir
fazlasından az olamaz.
Bakanlar Kurulu üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
katılamadıkları oturumlarında, kendileri yerine oy kullanmak üzere
bir bakana yetki verebilirler. Ancak bir bakan kendi oyu ile
birlikte en çok iki oy kullanabilir.
E. Görüşmelerin açıklığı ve yayımlanması
MADDE 97. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulundaki görüşmeler açıktır ve tutanak dergisinde tam olarak
yayımlanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzük hükümlerine göre kapalı
oturumlar yapabilir, bu oturumlardaki görüşmelerin yayımı Türkiye
Büyük Millet Meclisi kararına bağlıdır.
Meclisteki açık görüşmelerin, o oturumdaki Başkanlık Divanının
teklifi üzerine Meclisce başkaca bir karar alınmadıkça, her türlü
vasıta ile yayımı serbesttir.
IV. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme ve
denetim yolları
A. Genel olarak
MADDE 98. – Türkiye Büyük Millet Meclisi soru,
Meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve Meclis soruşturması
yollarıyla denetleme yetkisini kullanır.
Soru, Bakanlar Kurulu adına, sözlü veya yazılı olarak
cevaplandırılmak üzere Başbakan veya bakanlardan bilgi istemekten
ibarettir.
Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan
incelemeden ibarettir.
Genel görüşme, toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilendiren
belli bir konunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda
görüşülmesidir.
Soru, Meclis araştırması ve genel görüşme ile ilgili önergelerin
verilme şekli, içeriği ve kapsamı ile cevaplandırılma, görüşme ve
araştırma yöntemleri Meclis İçtüzüğü ile düzenlenir.
B. Gensoru
MADDE 99. – Gensoru önergesi, bir siyasî parti
grubu adına veya en az yirmi milletvekilinin imzasıyla verilir.
Gensoru önergesi, verilişinden sonraki üç gün içinde bastırılarak
üyelere dağıtılır; dağıtılmasından itibaren on gün içinde gündeme
alınıp alınmayacağı görüşülür. Bu görüşmede, ancak önerge
sahiplerinden biri, siyasî parti grupları adına birer
milletvekili, Bakanlar Kurulu adına Başbakan veya bir bakan
konuşabilir.
Gündeme alma kararıyla birlikte, gensorunun görüşülme günü de
belli edilir; ancak, gensorunun görüşülmesi, gündeme alma kararının
verildiği tarihten başlayarak iki gün geçmedikçe yapılamaz ve yedi
günden sonraya bırakılamaz.
Gensoru görüşmeleri sırasında üyelerin veya grupların verecekleri
gerekçeli güvensizlik önergeleri veya Bakanlar Kurulunun güven
isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır.
Bakanlar Kurulunun veya bir bakanın düşürülebilmesi, üye
tamsayısının salt çoğunluğuyla olur; oylamada yalnız güvensizlik
oyları sayılır.
Meclis çalışmalarının dengeli olarak yürütülmesi amacına ve
yukarıdaki ilkelere uygun olmak kaydıyla gensoru ile ilgili diğer
hususlar İçtüzükte belirlenir.
C. Meclis soruşturması
MADDE 100. –(Değişik: 3.10.2001-4709/31
md.) Başbakan veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet
Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile,
soruşturma açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay
içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar.
Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî
partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının
üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı
ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon
tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu
belirten raporunu iki ay içinde Meclise sunar. Soruşturmanın bu
sürede bitirilememesi halinde, komisyona iki aylık yeni ve kesin bir
süre verilir.(Ek cümle: 3.10.2001-4709/31 md.)Bu
süre içinde raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
teslimi zorunludur.
(Değişik: 3.10.2001-4709/31 md.)Rapor Başkanlığa
verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından
itibaren on gün içinde görüşülür ve gerek görüldüğü takdirde
ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verilir. Yüce Divana sevk kararı
ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır.
Meclisteki siyasî parti gruplarında, Meclis soruşturması ile
ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.
İKİNCİ BÖLÜM
Yürütme
I. Cumhurbaşkanı
A. Nitelikleri ve tarafsızlığı
MADDE 101. – (Değişik:
31.5.2007-5678/4md )
Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve
milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından,
halk tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse
en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi
milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan
milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte
hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday
gösterebilir.
Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
B. Seçimi
MADDE 102. – (Değişik:
31.5.2007-5678/5md )
Cumhurbaşkanı seçimi, Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından
önceki altmış gün içinde; makamın herhangi bir sebeple boşalması
halinde ise boşalmayı takip eden altmış gün içinde tamamlanır.
Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan
aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İlk oylamada bu çoğunluk
sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama
yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki aday
katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı
seçilmiş olur.
İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin ölümü veya
seçilme yeterliğini kaybetmesi halinde; ikinci oylama, boşalan
adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle
yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama
referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların çoğunluğunu
aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilmiş olur.
Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan
Cumhurbaşkanının görevi devam eder.
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usûl ve esaslar kanunla
düzenlenir.
C. Andiçmesi
MADDE 103. – Cumhurbaşkanı, görevine başlarken
Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde andiçer :
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını,
vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve
şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne,
demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet
ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma
ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel
hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye
Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım
görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma
Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine
andiçerim.”
D. Görev ve yetkileri
MADDE 104. – Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu
sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil
eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve
uyumlu çalışmasını gözetir.
Bu amaçlarla Anayasanın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara
uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır :
a) Yasama ile ilgili olanlar :
Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük
Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisini gerektiğinde toplantıya çağırmak,
Kanunları yayımlamak,
Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine
geri göndermek,
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü
takdirde halkoyuna sunmak,
Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün, tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya
şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa
Mahkemesinde iptal davası açmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar
vermek,
b) Yürütme alanına ilişkin olanlar :
Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek,
Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son
vermek,
Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya
Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak,
Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek,
Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini
kabul etmek,
Milletlerarası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin
Başkomutanlığını temsil etmek,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek,
Genelkurmay Başkanını atamak,
Millî Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak,
Millî Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek,
Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya
olağanüstü hal ilân etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,
Kararnameleri imzalamak,
Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin
cezalarını hafifletmek veya kaldırmak,
Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak,
Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme
yaptırtmak,
Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek,
Üniversite rektörlerini seçmek,
c) Yargı ile ilgili olanlar :
Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcıvekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek İdare
Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini
seçmek.
Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve
atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri
kullanır.
E. Sorumluluk ve sorumsuzluk hali
MADDE 105. – Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer
kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın
tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün
kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan
Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.
Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine
Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz.
Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet
Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye
tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır.
F. Cumhurbaşkanına vekillik etme
MADDE 106. – Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt
dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması
hallerinde, görevine dönmesine kadar, ölüm, çekilme veya başka bir
sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde de yenisi
seçilinceye kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Cumhurbaşkanlığına vekillik eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri
kullanır.
G. Cumhurbaşkanı Genel Sekreterliği
MADDE 107. – Cumhurbaşkanlığı Genel
Sekreterliğinin kuruluşu, teşkilat ve çalışma esasları, personel
atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir.
H. Devlet Denetleme Kurulu
MADDE 108. – İdarenin hukuka uygunluğunun,
düzenli ve verimli şekilde yürütülmesinin ve geliştirilmesinin
sağlanması amacıyla, Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kurulan Devlet
Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanının isteği üzerine, tüm kamu kurum ve
kuruluşlarında ve sermayesinin yarısından fazlasına bu kurum ve
kuruluşların katıldığı her türlü kuruluşta, kamu kurumu niteliğinde
olan meslek kuruluşlarında, her düzeydeki işçi ve işveren meslek
kuruluşlarında, kamuya yararlı derneklerle vakıflarda, her türlü
inceleme, araştırma ve denetlemeleri yapar.
Silahlı Kuvvetler ve yargı organları, Devlet Denetleme Kurulunun
görev alanı dışındadır.
Devlet Denetleme Kurulunun üyeleri ve üyeleri içinden Başkanı,
kanunda belirlenen nitelikteki kişiler arasından, Cumhurbaşkanınca
atanır.
Devlet Denetleme Kurulunun işleyişi, üyelerinin görev süresi ve
diğer özlük işleri, kanunla düzenlenir.
II. Bakanlar Kurulu
A. Kuruluş
MADDE 109. – Bakanlar Kurulu, Başbakan ve
bakanlardan kurulur.
Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri
arasından atanır.
Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili
seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve
Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine
Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir.
B. Göreve başlama ve güvenoyu
MADDE 110. – Bakanlar Kurulunun listesi tam
olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Türkiye Büyük Millet
Meclisi tatilde ise toplantıya çağrılır.
Bakanlar Kurulunun programı, kuruluşundan en geç bir hafta içinde
Başbakan veya bir bakan tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisinde
okunur ve güvenoyuna başvurulur. Güvenoyu için görüşmeler, programın
okunmasından iki tam gün geçtikten sonra başlar ve görüşmelerin
bitiminden bir tam gün geçtikten sonra oylama yapılır.
C. Görev sırasında güvenoyu
MADDE 111. – Başbakan, gerekli görürse, Bakanlar
Kurulunda görüştükten sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisinden güven
isteyebilir.
Güven istemi, Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirilmesinden bir
tam gün geçmedikçe görüşülemez ve görüşmelerin bitiminden bir tam
gün geçmedikçe oya konulamaz.
Güven istemi, ancak üye tamsayısının salt çoğunluğuyla
reddedilebilir.
D. Görev ve siyasî sorumluluk
MADDE 112. – Başbakan, Bakanlar Kurulunun
başkanı olarak, bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve hükümetin
genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanlar Kurulu, bu
siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur.
Her bakan, Başbakana karşı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi
içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de
sorumludur.
Başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun
olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla
yükümlüdür.
Bakanlar Kurulu üyelerinden milletvekili olmayanlar; 81 inci
maddede yazılı şekilde Millet Meclisi önünde andiçerler ve bakan
sıfatını taşıdıkları sürece milletvekillerinin tabi oldukları kayıt
ve şartlara uyarlar ve yasama dokunulmazlığına sahip bulunurlar.
Bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri gibi ödenek ve yolluk
alırlar.
E. Bakanlıkların kurulması ve bakanlar
MADDE 113. – Bakanlıkların kurulması,
kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teşkilatı kanunla düzenlenir.
Açık olan bakanlıklarla izinli veya özürlü olan bir bakana, diğer
bir bakan geçici olarak vekillik eder. Ancak, bir bakan birden
fazlasına vekillik edemez.
Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı ile Yüce Divana verilen bir
bakan bakanlıktan düşer. Başbakanın Yüce Divana sevki halinde
hükümet istifa etmiş sayılır.
Herhangi bir sebeple boşalan bakanlığa en geç onbeş gün içinde
atama yapılır.
F. Seçimlerde geçici Bakanlar Kurulu
MADDE 114. – Türkiye Büyük Millet Meclisi genel
seçimlerinden önce, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları çekilir.
Seçimin başlangıç tarihinden üç gün önce; seçim dönemi bitmeden
seçimin yenilenmesine karar verilmesi halinde ise, bu karardan
başlayarak beş gün içinde, bu bakanlıklara Türkiye Büyük Millet
Meclisi içinden veya dışarıdan bağımsızlar Başbakanca atanır.
116 ncı maddegereğince seçimlerin yenilenmesine karar
verildiğinde Bakanlar Kurulu çekilir ve Cumhurbaşkanı geçici
Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir Başbakan atar.
Geçici Bakanlar Kuruluna, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki veya Meclis dışındaki
bağımsızlardan olmak üzere, siyasî parti gruplarından, oranlarına
göre üye alınır.
Siyasî parti gruplarından alınacak üye sayısını Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı tespit ederek Başbakana bildirir. Teklif
edilen bakanlığı kabul etmeyen veya sonradan çekilen partililer
yerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden veya dışarıdan
bağımsızlar atanır.
Geçici Bakanlar Kurulu, yenilenme kararının Resmî Gazetede
ilânından itibaren beş gün içinde kurulur.
Geçici Bakanlar Kurulu için güvenoyuna başvurulmaz.
Geçici Bakanlar Kurulu seçim süresince ve yeni Meclis
toplanıncaya kadar vazife görür.
G. Tüzükler
MADDE 115. – Bakanlar Kurulu, kanunun
uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere,
kanunlara aykırı olmamak ve Danıştayın incelemesinden geçirilmek
şartıyla tüzükler çıkarabilir.
Tüzükler, Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayımlanır.
H. Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin
Cumhurbaşkanınca yenilenmesi
MADDE 116. – Bakanlar Kurulunun, 110 uncu
maddede belirtilen güvenoyunu alamaması ve 99 uncu veya 111 inci
maddeler uyarınca güvensizlik oyuyla düşürülmesi hallerinde; kırkbeş
gün içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulamadığı veya kurulduğu halde
güvenoyu alamadığı takdirde Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanına danışarak, seçimlerin yenilenmesine karar
verebilir.
Başbakanın güvensizlik oyu ile düşürülmeden istifa etmesi
üzerine kırkbeş gün içinde veya yeni seçilen Türkiye Büyük Millet
Meclisinde Başkanlık Divanı seçiminden sonra yine kırkbeş gün içinde
Bakanlar Kurulunun kurulamaması hallerinde de Cumhurbaşkanı Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine
karar verebilir.
Yenilenme kararı Resmî Gazetede yayımlanır ve seçime gidilir.
İ. Millî Savunma
1. Başkomutanlık ve Genelkurmay Başkanlığı
MADDE 117. – Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin manevî varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından
temsil olunur.
Millî güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt
savunmasına hazırlanmasından, Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı,
Bakanlar Kurulu sorumludur.
Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup, savaşta
Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir.
Genelkurmay Başkanı, Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine,
Cumhurbaşkanınca atanır; görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.
Genelkurmay Başkanı, bu görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana
karşı sorumludur.
Millî Savunma Bakanlığının, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet
Komutanlıkları ile görev ilişkileri ve yetki alanı kanunla
düzenlenir.
2. Millî Güvenlik Kurulu
MADDE 118. – (Değişik: 3.10.2001-4709/32
md.)Millî Güvenlik Kurulu; Cumhurbaşkanının başkanlığında,
Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları, Adalet, Millî
Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz ve Hava
Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından kurulur.
Gündemin özelliğine göre Kurul toplantılarına ilgili bakan ve
kişiler çağrılıp görüşleri alınabilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/32 md.)Millî Güvenlik
Kurulu; Devletin millî güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve
uygulanması ile ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli
koordinasyonunun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar
Kuruluna bildirir. Kurulun, Devletin varlığı ve bağımsızlığı,
ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin
korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait
kararlar Bakanlar Kurulunca değerlendirilir.
Millî Güvenlik Kurulunun gündemi; Başbakan ve Genelkurmay
Başkanının önerileri dikkate alınarak Cumhurbaşkanınca düzenlenir.
Cumhurbaşkanı katılamadığı zamanlar Millî Güvenlik Kurulu
Başbakanın başkanlığında toplanır.
Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin teşkilatı ve
görevleri kanunla düzenlenir.
III. Olağanüstü yönetim usulleri
A. Olağanüstü haller
1. Tabiî afet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle
olağanüstü hal ilânı
MADDE 119. – Tabiî afet, tehlikeli salgın
hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde, Cumhurbaşkanı
başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birden fazla
bölgesinde veya bütününde süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü
hal ilân edebilir.
2. Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin
ciddî şekilde bozulması sebepleriyle olağanüstü hal ilânı
MADDE 120. – Anayasa ile kurulan hür demokrasi
düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik
yaygın şiddet hareketlerine ait ciddî belirtilerin ortaya çıkması
veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddî şekilde
bozulması hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar
Kurulu, Millî Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra yurdun
bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı
geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir.
3. Olağanüstü hallerle ilgili düzenleme
MADDE 121. – Anayasanın 119 ve 120 nci maddeleri
uyarınca olağanüstü hal ilânına karar verilmesi durumunda, bu karar
Resmî Gazetede yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin
onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal
toplantıya çağırılır. Meclis, olağanüstü hal süresini
değiştirebilir, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, her defasında
dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzatabilir veya olağanüstü hali
kaldırabilir.
119 uncu maddeuyarınca ilân edilen olağanüstü hallerde
vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile
olağanüstü hallerin her türü için ayrı ayrı geçerli olmak üzere,
Anayasanın 15 inci maddesindeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve
hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya nasıl durdurulacağı, halin
gerektirdiği tedbirlerin nasıl ve ne suretle alınacağı, kamu hizmeti
görevlilerine ne gibi yetkiler verileceği, görevlilerin durumlarında
ne gibi değişiklikler yapılacağı ve olağanüstü yönetim usulleri,
Olağanüstü Hal Kanununda düzenlenir.
Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan
Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun
hükmünde kararnameler çıkarabilir. Bu kararnameler, Resmî Gazetede
yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına
sunulur; bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve usul,
İçtüzükte belirlenir.
B. Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hali
MADDE 122. – Anayasanın tanıdığı hür demokrasi
düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen
ve olağanüstü hal ilânını gerektiren hallerden daha vahim şiddet
hareketlerinin yaygınlaşması veya savaş hali, savaşı gerektirecek
bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya
Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin
ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren
şiddet hareketlerinin yaygınlaşması sebepleriyle, Cumhurbaşkanı
başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Millî Güvenlik Kurulunun da
görüşünü aldıktan sonra, süresi altı ayı aşmamak üzere yurdun bir
veya birden fazla bölgesinde veya bütününde sıkıyönetim ilân
edebilir. Bu karar, derhal Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün
Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük
Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağırılır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekli gördüğü takdirde sıkıyönetim
süresini kısaltabilir, uzatabilir veya sıkıyönetimi kaldırabilir.
Sıkıyönetim süresinde, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan
Bakanlar Kurulu sıkıyönetim halinin gerekli kıldığı konularda kanun
hükmünde kararname çıkarabilir.
Bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye
Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Bunların Meclisce
onaylanmasına ilişkin süre ve usul İçtüzükte belirlenir.
Sıkıyönetimin her defasında dört ayı aşmamak üzere uzatılması,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararına bağlıdır. Savaş hallerinde
bu dört aylık süre aranmaz.
Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde hangi hükümlerin
uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği, idare ile olan
ilişkileri, hürriyetlerin nasıl kısıtlanacağı veya durdurulacağı ve
savaş veya savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi halinde
vatandaşlar için getirilecek yükümlülükler kanunla düzenlenir.
Sıkıyönetim komutanları Genelkurmay Başkanlığına bağlı olarak
görev yaparlar.
IV. İdare
A. İdarenin esasları
1. İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzelkişiliği
MADDE 123.– İdare, kuruluş ve görevleriyle bir
bütündür ve kanunla düzenlenir.
İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden
yönetim esaslarına dayanır.
Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği
yetkiye dayanılarak kurulur.
2. Yönetmelikler
MADDE 124. – Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu
tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve
tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak
şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.
Hangi yönetmeliklerin Resmî Gazetede yayımlanacağı kanunda
belirtilir.
B. Yargı yolu
MADDE 125. – İdarenin her türlü eylem ve
işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.(Ek hüküm:
13.8.1999-4446/2 md.)Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz
şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların millî
veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir.
Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar
için gidilebilir.
Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî
Şûranın kararları yargı denetimi dışındadır.(Ek Cümle:
7/5/2010-5982/11 md.) Ancak, Yüksek Askerî Şûranın terfii
işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü
ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır.
İdarî işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim
tarihinden başlar.
(Değişik: 7/5/2010-5982/11 md.) Yargı yetkisi,
idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı
olup, hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz.
Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun
olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idarî eylem ve işlem
niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı
verilemez.
İdarî işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya
imkânsız zararların doğması ve idarî işlemin açıkça hukuka aykırı
olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe
gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
Kanun, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş
halinde ayrıca millî güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık nedenleri
ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabilir.
İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle
yükümlüdür.
C. İdarenin kuruluşu
1. Merkezî idare
MADDE 126. – Türkiye, merkezî idare kuruluşu
bakımından, coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu
hizmetlerinin gereklerine göre, illere; iller de diğer kademeli
bölümlere ayrılır.
İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır.
Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla,
birden çok ili içine alan merkezî idare teşkilatı kurulabilir. Bu
teşkilatın görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.
2. Mahallî idareler
MADDE 127. – Mahallî idareler; il, belediye veya
köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş
esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda
gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu
tüzelkişileridir.
Mahallî idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden
yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/12 md.)Mahallî
idarelerin seçimleri, 67 nci maddedeki esaslara göre beş yılda bir
yapılır. Ancak, milletvekili genel veya ara seçiminden önceki veya
sonraki bir yıl içinde yapılması gereken mahallî idareler
organlarına veya bu organların üyelerine ilişkin genel veya ara
seçimler milletvekili genel veya ara seçimleriyle birlikte yapılır.
Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri
getirebilir.
Mahallî idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını
kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri,
konusundaki denetim yargı yolu ile olur. Ancak, görevleri ile ilgili
bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan
mahallî idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri
Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar
uzaklaştırabilir.
Merkezî idare, mahallî idareler üzerinde, mahallî hizmetlerin
idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu
görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve
mahallî ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda
belirtilen esas ve usuller dairesinde idarî vesayet yetkisine
sahiptir.
Mahallî idarelerin belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı
ile, kendi aralarında Bakanlar Kurulunun izni ile birlik kurmaları,
görevleri, yetkileri, maliye ve kolluk işleri ve merkezî idare ile
karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenir. Bu idarelere,
görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır.
D. Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler
1. Genel ilkeler
MADDE 128. – Devletin, kamu iktisadî
teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına
göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği
aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle
görülür.
Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları,
görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri
ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.(Ek Cümle:
7/5/2010-5982/12 md.) Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin
toplu sözleşme hükümleri saklıdır.
Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla
özel olarak düzenlenir.
2. Görev ve sorumlulukları, disiplin kovuşturulmasında
güvence
MADDE 129. – Memurlar ve diğer kamu görevlileri
Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla
yükümlüdürler.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma
hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.
(Değişik: 7/5/2010-5982/13 md.) Disiplin
kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.
Silahlı Kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki
hükümler saklıdır.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken
işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu
edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun
olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia
edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla
belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idarî merciin
iznine bağlıdır.
E. Yükseköğretim kurumları ve üst kuruluşları
1. Yükseköğretim kurumları
MADDE 130. – Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına
dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun
insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli
düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık
yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden
oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip
üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur.
Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik
olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve
denetimine tâbi yükseköğretim kurumları kurulabilir.
Kanun, üniversitelerin ülke sathına dengeli bir biçimde
yayılmasını gözetir.
Üniversiteler ile öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe her
türlü bilimsel araştırma ve yayında bulunabilirler. Ancak, bu yetki,
Devletin varlığı ve bağımsızlığı ve milletin ve ülkenin bütünlüğü ve
bölünmezliği aleyhinde faaliyette bulunma serbestliği vermez.
Üniversiteler ve bunlara bağlı birimler, Devletin gözetimi ve
denetimi altında olup, güvenlik hizmetleri Devletçe sağlanır.
Kanunun belirlediği usul ve esaslara göre; rektörler
Cumhurbaşkanınca, dekanlar ise Yükseköğretim Kurulunca seçilir ve
atanır.
Üniversite yönetim ve denetim organları ile öğretim elemanları;
Yükseköğretim Kurulunun veya üniversitelerin yetkili organlarının
dışında kalan makamlarca her ne suretle olursa olsun görevlerinden
uzaklaştırılamazlar.
(Değişik: 29.10.2005-5428/1 md.)Üniversitelerin
hazırladığı bütçeler; Yükseköğretim Kurulunca tetkik ve
onaylandıktan sonra Millî Eğitim Bakanlığına sunulur ve merkezi
yönetim bütçesinin bağlı olduğu esaslara uygun olarak işleme tâbi
tutularak yürürlüğe konulur ve denetlenir.
Yükseköğretim kurumlarının kuruluş ve organları ile işleyişleri
ve bunların seçimleri, görev, yetki ve sorumlulukları üniversiteler
üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri,
öğretim elemanlarının görevleri, unvanları, atama, yükselme ve
emeklilikleri, öğretim elemanı yetiştirme, üniversitelerin ve
öğretim elemanlarının kamu kuruluşları ve diğer kurumlar ile
ilişkileri, öğretim düzeyleri ve süreleri,
yükseköğretime giriş, devam ve alınacak harçlar, Devletin yapacağı
yardımlar ile ilgili ilkeler, disiplin ve ceza işleri, malî işler,
özlük hakları, öğretim elemanlarının uyacakları koşullar,
üniversitelerarası ihtiyaçlara göre öğretim elemanlarının
görevlendirilmesi, öğrenimin ve öğretimin hürriyet ve teminat içinde
ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine göre yürütülmesi,
Yükseköğretim Kuruluna ve üniversitelere Devletin sağladığı malî
kaynakların kullanılması kanunla düzenlenir.
Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, malî ve
idarî konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının
sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan
yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tâbidir.
2. Yükseköğretim üst kuruluşları
MADDE 131. – Yükseköğretim kurumlarının
öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek,
yükseköğretim kurumlarındaki eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma
faaliyetlerini yönlendirmek, bu kurumların kanunda belirtilen amaç
ve ilkeler doğrultusunda kurulmasını, geliştirilmesini ve
üniversitelere tahsis edilen kaynakların etkili bir biçimde
kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının yetiştirilmesi için
planlama yapmak maksadı ile Yükseköğretim Kurulu kurulur.
(Değişik: 7.5.2004-5170/8 md.)Yükseköğretim
Kurulu, üniversiteler ve Bakanlar Kurulunca seçilen ve sayıları,
nitelikleri, seçilme usulleri kanunla belirlenen adaylar arasından
rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere
öncelik vermek sureti ile Cumhurbaşkanınca atanan üyeler ve
Cumhurbaşkanınca doğrudan doğruya seçilen üyelerden kurulur.
Kurulun teşkilatı, görev, yetki, sorumluluğu ve çalışma esasları
kanunla düzenlenir.
3. Yükseköğretim kurumlarından özel hükümlere tâbi
olanlar
MADDE 132. – Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet
teşkilatına bağlı yükseköğretim kurumları özel kanunlarının
hükümlerine tâbidir.
(Değişik
21.6.2005-5370/1 md.) F. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, radyo ve
televizyon kuruluşları ve kamuyla ilişkili haber ajansları
MADDE 133. – (Değişik: 8.7.1993-3913/1
md.) Radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek
kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbesttir.
(Ek:
21.6.2005-5370/1 md.) Radyo ve televizyon
faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemek amacıyla kurulan Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu dokuz üyeden oluşur. Üyeler, siyasi parti
gruplarının üye sayısı oranında belirlenecek üye sayısının ikişer
katı olarak gösterecekleri adaylar arasından, her siyasi parti
grubuna düşen üye sayısı esas alınmak suretiyle Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulunca seçilir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun
kuruluşu, görev ve yetkileri, üyelerinin nitelikleri, seçim usulleri
ve görev süreleri kanunla düzenlenir.
Devletçe kamu tüzelkişiliği olarak kurulan tek radyo ve
televizyon kurumu ile kamu tüzelkişilerinden yardım gören haber
ajanslarının özerkliği ve yayınlarının tarafsızlığı esastır.
G. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
MADDE 134. – Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke
ve inkılâplarını, Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk dilini
bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymak ve yayınlar yapmak
amacıyla; Atatürk’ün manevî himayelerinde, Cumhurbaşkanının gözetim
ve desteğinde, Başbakanlığa bağlı; Atatürk Araştırma Merkezi, Türk
Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluşan,
kamu tüzelkişiliğine sahip “Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu” kurulur.
Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu için Atatürk’ün
vasiyetnamesinde belirtilen malî menfaatler saklı olup kendilerine
tahsis edilir.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun; kuruluşu,
organları, çalışma usulleri ve özlük işleri ile kuruluşuna dahil
kurumlar üzerindeki yetkileri kanunla düzenlenir.
H. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları
MADDE 135. – Kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların
müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini
kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini
sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan
ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek
disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve
organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre
yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir.
Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadî teşebbüslerinde aslî
ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme
mecburiyeti aranmaz.
(Değişik: 23.7.1995-4121/13 md.)Bu meslek
kuruluşları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.
(Değişik: 23.7.1995-4121/13 md.)Bu meslek
kuruluşları ve üst kuruluşları organlarının seçimlerinde siyasî
partiler aday gösteremezler.
(Değişik: 23.7.1995-4121/13 md.)Bu meslek
kuruluşları üzerinde Devletin idarî ve malî denetimine ilişkin
kurallar kanunla düzenlenir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/13 md.)Amaçları dışında
faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının
görevine, kanunun belirlediği merciin veya Cumhuriyet savcısının
istemi üzerine mahkeme kararıyla son verilir ve yerlerine yenileri
seçtirilir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/13 md.)Ancak, millî
güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını
önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca
varsa, kanunla bir merci, meslek kuruluşlarını veya üst
kuruluşlarını faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin
kararı, yirmidört saat içerisinde görevli hâkimin onayına sunulur.
Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî
karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.
İ. Diyanet İşleri Başkanlığı
MADDE 136. – Genel idare içinde yer alan Diyanet
İşleri Başkanlığı, lâiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş
ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve
bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri
yerine getirir.
J. Kanunsuz emir
MADDE 137. – Kamu hizmetlerinde herhangi bir
sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri,
yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse,
yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü
emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine
getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz.
Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez;
yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.
Askerî hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu düzeni ve
kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar
saklıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Yargı
I. Genel hükümler
A. Mahkemelerin bağımsızlığı
MADDE 138. – Hâkimler, görevlerinde
bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî
kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin
kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez;
genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı
yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz
veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak
zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle
değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.
B. Hâkimlik ve savcılık teminatı
MADDE 139. – Hâkimler ve savcılar azlolunamaz,
kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye
ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de
olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş
olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin
olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına
karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.
C. Hâkimlik ve savcılık mesleği
MADDE 140. – Hâkimler ve savcılar adlî ve idarî
yargı hâkim ve savcıları olarak görev yaparlar. Bu görevler
meslekten hâkim ve savcılar eliyle yürütülür.
Hâkimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı
esaslarına göre görev ifa ederler.
Hâkim ve savcıların nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri,
aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin ve görev
yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında
disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi,
görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından
dolayı soruşturma yapılması ve yargılanmalarına karar verilmesi,
meslekten çıkarmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve
meslek içi eğitimleri ile diğer özlük işleri mahkemelerin
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla
düzenlenir.
Hâkimler ve savcılar altmışbeş yaşını bitirinceye kadar hizmet
görürler; Askerî hâkimlerin yaş haddi, yükselme ve emeklilikleri
kanunda gösterilir.
Hâkimler ve savcılar, kanunda belirtilenlerden başka, resmî ve
özel hiçbir görev alamazlar.
Hâkimler ve savcılar idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığına
bağlıdırlar.
Hâkim ve savcı olup da adalet hizmetindeki idarî görevlerde
çalışanlar, hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümlere tâbidirler.
Bunlar, hâkimler ve savcılara ait esaslar dairesinde sınıflandırılır
ve derecelendirilirler, hâkimlere ve savcılara tanınan her türlü
haklardan yararlanırlar.
D. Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması
MADDE 141. – Mahkemelerde duruşmalar herkese
açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına
ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli
kıldığı hallerde karar verilebilir.
Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler konulur.
Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.
Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması,
yargının görevidir.
E. Mahkemelerin kuruluşu
MADDE 142. – Mahkemelerin kuruluşu, görev ve
yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.
F. Devlet Güvenlik Mahkemeleri
MADDE 143. – (Mülga: 7.5.2004-5170/9 md.)
G. Adalet hizmetlerinin denetimi [5]
MADDE 144. – (Değişik: 7/5/2010-5982/14
md.)Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri
yönünden Adalet Bakanlığınca denetimi, adalet müfettişleri ile hâkim
ve savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma, inceleme ve
soruşturma işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle yapılır. Buna
ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
H. Askerî yargı
MADDE 145. – (Değişik: 7/5/2010-5982/15
md.)Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri
tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafından
işlenen askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya
askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara
ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal
düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde
adliye mahkemelerinde görülür.
Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askerî mahkemelerde
yargılanamaz.
Askerî mahkemelerin savaş halinde hangi suçlar ve hangi kişiler
bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu
mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri
kanunla düzenlenir.
Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin
özlük işleri, askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin
görevli bulundukları komutanlıkla ilişkileri, mahkemelerin
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla
düzenlenir.
II. Yüksek mahkemeler
A. Anayasa Mahkemesi
1. Kuruluşu
MADDE 146. – (Değişik: 7/5/2010-5982/16
md.)Anayasa Mahkemesi onyedi üyeden kurulur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun
kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri
üçer aday içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest
avukatlar arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli
oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu
seçimde, her boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki
ve ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci
oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki
aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan
aday üye seçilmiş olur.
Cumhurbaşkanı; üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay, bir üyeyi
Askerî Yargıtay, bir üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi genel
kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer için
gösterecekleri üçer aday içinden; en az ikisi hukukçu olmak üzere üç
üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim
kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev
yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden; dört
üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci sınıf
hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış Anayasa
Mahkemesi raportörleri arasından seçer.
Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare
Mahkemesi ve Sayıştay genel kurulları ile Yükseköğretim Kurulundan
Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermek için yapılacak
seçimlerde, her boş üyelik için,[6]
en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. Baro
başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç aday
için yapılacak seçimde[7]en fazla
oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır.
Anayasa Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırkbeş yaşın
doldurulmuş olması kaydıyla; yükseköğretim kurumları öğretim
üyelerinin profesör veya doçent unvanını kazanmış, avukatların en az
yirmi yıl fiilen avukatlık yapmış, üst kademe yöneticilerinin
yükseköğrenim görmüş ve en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen
çalışmış, birinci sınıf hâkim ve savcıların adaylık dahil en az
yirmi yıl çalışmış olması şarttır.
Anayasa Mahkemesi üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam
sayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve iki
başkanvekili seçilir. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Anayasa Mahkemesi üyeleri aslî görevleri dışında resmi veya özel
hiçbir görev alamazlar.
2. Üyelerin görev süresi ve üyeliğin sona ermesi
[8]
MADDE 147. – (Değişik: 7/5/2010-5982/17
md.)Anayasa Mahkemesi üyeleri oniki yıl için seçilirler.
Bir kimse iki defa Anayasa Mahkemesi üyesi seçilemez. Anayasa
Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar.
Zorunlu emeklilik yaşından önce görev süresi dolan üyelerin başka
bir görevde çalışmaları ve özlük işleri kanunla düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi üyeliği, bir üyenin hâkimlik mesleğinden
çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde
kendiliğinden; görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceğinin
kesin olarak anlaşılması halinde de, Anayasa Mahkemesi üye
tamsayısının salt çoğunluğunun kararı ile sona erer.
3. Görev ve yetkileri
MADDE 148. – Anayasa Mahkemesi, kanunların,
kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu
denetler(Ek: 7/5/2010-5982/18 md.) vebireysel
başvuruları karara bağlar. Anayasa değişikliklerini ise sadece
şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde,
sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde
kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı
iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.
Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın,
öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde
ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği
şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından
denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı
tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı
iptal davası açılamaz; def’i yoluyla da ileri sürülemez.
(Ek: 7/5/2010-5982/18 md.)Herkes, Anayasada
güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü
tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine
başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının
tüketilmiş olması şarttır.
Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda
inceleme yapılamaz.
Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını,(Ek: 7/5/2010-5982/18
md.)Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Bakanlar Kurulu
üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay,
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını,
Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve
Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı
Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
(Ek: 7/5/2010-5982/18 md.)Genelkurmay Başkanı,
Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel
Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda
yargılanırlar.
Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya
Cumhuriyet Başsavcıvekili yapar.
(Değişik: 7/5/2010-5982/18 md.)Yüce Divan
kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel
Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir.
Anayasa Mahkemesi, Anayasa ile verilen diğer görevleri de yerine
getirir.
4. Çalışma ve yargılama usulü
MADDE 149. – (Değişik: 7/5/2010-5982/19
md.)Anayasa Mahkemesi, iki bölüm ve Genel Kurul halinde
çalışır. Bölümler, başkanvekili başkanlığında dört üyenin
katılımıyla toplanır. Genel Kurul, Mahkeme Başkanının veya Başkanın
belirleyeceği başkanvekilinin başkanlığında en az oniki üye ile
toplanır. Bölümler ve Genel Kurul, kararlarını salt çoğunlukla alır.
Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik incelemesi için
komisyonlar oluşturulabilir.
Siyasî partilere ilişkin dava ve başvurulara, iptal ve itiraz
davaları ile Yüce Divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara Genel
Kurulca bakılır, bireysel başvurular ise bölümlerce karara bağlanır.
Anayasa değişikliğinde iptale, siyasî partilerin kapatılmasına ya
da Devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için
toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çokluğu şarttır.
Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince
öncelikle incelenip karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesinin kuruluşu, Genel Kurul ve bölümlerin
yargılama usulleri, Başkan, başkanvekilleri ve üyelerin disiplin
işleri kanunla; Mahkemenin çalışma esasları, bölüm ve komisyonların
oluşumu ve işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalar dışında
kalan işleri dosya üzerinde inceler. Ancak, bireysel başvurularda
duruşma yapılmasına karar verilebilir. Mahkeme ayrıca, gerekli
gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri ve
konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir ve siyasî partilerin
kapatılmasına ilişkin davalarda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından
sonra kapatılması istenen siyasî partinin genel başkanlığının veya
tayin edeceği bir vekilin savunmasını dinler.
5. İptal davası
MADDE 150. – Kanunların, kanun hükmündeki
kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün veya
bunların belirli maddeve hükümlerinin şekil ve esas bakımından
Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde doğrudan
doğruya iptal davası açabilme hakkı, Cumhurbaşkanına, iktidar ve
anamuhalefet partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet
Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere
aittir. İktidarda birden fazla siyasî partinin bulunması halinde,
iktidar partilerinin dava açma hakkını en fazla üyeye sahip olan
parti kullanır.
6. Dava açma süresi
MADDE 151. – Anayasa Mahkemesinde doğrudan
doğruya iptal davası açma hakkı, iptali istenen kanun, kanun
hükmünde kararname veya İçtüzüğün Resmî Gazetede yayımlanmasından
başlayarak altmış gün sonra düşer.
7. Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri
sürülmesi
MADDE 152. – Bir davaya bakmakta olan mahkeme,
uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini
Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü
aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa
Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu iddia,
temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş
ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse
mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır.
Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar
kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.
Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının
Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun
hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda
bulunulamaz.
8. Anayasa Mahkemesinin kararları
MADDE 153. – Anayasa Mahkemesinin kararları
kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.
Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin
tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi
hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis
edemez.
Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede
yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa
Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca
kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı
günden başlayarak bir yılı geçemez.
İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda,
Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı
hukukî boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle
görüşüp karara bağlar.
İptal kararları geriye yürümez.
Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve
yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve
tüzelkişileri bağlar.
B. Yargıtay
MADDE 154. – Yargıtay, adliye mahkemelerince
verilen ve kanunun başka bir adlî yargı merciine bırakmadığı karar
ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli
davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adlî yargı hâkim ve
Cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler
ve Savcılar Yüksek Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve
gizli oyla seçilir.
Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri ve daire
başkanları kendi üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca üye
tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler;
süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekili,
Yargıtay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla
belirleyeceği beşer aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl
için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, Başkan, başkanvekilleri, daire
başkanları ve üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet
Başsavcıvekilinin nitelikleri ve seçim usulleri, mahkemelerin
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla
düzenlenir.
C. Danıştay
MADDE 155. – Danıştay, idarî mahkemelerce
verilen ve kanunun başka bir idarî yargı merciine bırakmadığı karar
ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli
davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
(Değişik: 13.8.1999-4446/3 md.)Danıştay,
davaları görmek, Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun
tasarıları, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve
sözleşmeleri hakkında iki ay içinde düşüncesini bildirmek, tüzük
tasarılarını incelemek, idarî uyuşmazlıkları çözmek ve kanunla
gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir.
Danıştay üyelerinin dörtte üçü, birinci sınıf idarî yargı hâkim
ve savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu; dörtte biri, nitelikleri kanunda belirtilen
görevliler arasından Cumhurbaşkanı; tarafından seçilir.
Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri ve daire başkanları,
kendi üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca üye tamsayısının
salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler. Süresi
bitenler yeniden seçilebilirler.
Danıştayın, kuruluşu, işleyişi, Başkan, Başsavcı,
başkanvekilleri, daire başkanları ile üyelerinin nitelikleri ve
seçim usulleri, idarî yargının özelliği, mahkemelerin bağımsızlığı
ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
D. Askerî Yargıtay
MADDE 156. – Askerî Yargıtay, askerî
mahkemelerden verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir.
Ayrıca, asker kişilerin kanunla gösterilen belli davalarına ilk ve
son derece mahkemesi olarak bakar.
Askerî Yargıtay üyeleri birinci sınıf askerî hâkimler arasından
Askerî Yargıtay Genel Kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğu ve
gizli oyla her boş yer için göstereceği üçer aday içinden
Cumhurbaşkanınca seçilir.
Askerî Yargıtay Başkanı, Başsavcısı, İkinci Başkanı ve daire
başkanları Askerî Yargıtay üyeleri arasından rütbe ve kıdem sırasına
göre atanırlar.
(Değişik: 7/5/2010-5982/20 md.)Askerî Yargıtayın
kuruluşu, işleyişi, mensuplarının disiplin ve özlük işleri
mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre
kanunla düzenlenir.
E. Askerî Yüksek İdare Mahkemesi
MADDE 157. – Askerî Yüksek İdare Mahkemesi,
askerî olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri
ilgilendiren ve askerî hizmete ilişkin idarî işlem ve eylemlerden
doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece
mahkemesidir. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda
ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz.
Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin askerî hâkim sınıfından olan
üyeleri, mahkemenin bu sınıftan olan başkan ve üyeleri tamsayısının
salt çoğunluğu ve gizli oy ile birinci sınıf askerî hâkimler
arasından her boş yer için gösterilecek üç aday içinden; hâkim
sınıfından olmayan üyeleri, rütbe ve nitelikleri kanunda gösterilen
subaylar arasından, Genelkurmay Başkanlığınca her boş yer için
gösterilecek üç aday içinden Cumhurbaşkanınca seçilir.
Askerî hâkim sınıfından olmayan üyelerin görev süresi en fazla
dört yıldır.
Mahkemenin Başkanı, Başsavcı ve daire başkanları hâkim sınıfından
olanlar arasından rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar.
(Değişik: 7/5/2010-5982/21 md.)Askerî Yüksek
İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve
hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
F. Uyuşmazlık Mahkemesi
MADDE 158. – Uyuşmazlık Mahkemesi, adlî, idarî
ve askerî yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını
kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluşu, üyelerinin nitelikleri ve
seçimleri ile işleyişi kanunla düzenlenir. Bu mahkemenin
Başkanlığını Anayasa Mahkemesince, kendi üyeleri arasından
görevlendirilen üye yapar.
Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev
uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.
III. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
MADDE 159. – (Değişik: 7/5/2010-5982/22
md.)Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev
yapar.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek
üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır.
Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı
Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri
kanunda belirtilen; yükseköğretim kurumlarının hukuk[9]dallarında
görev yapan öğretim üyeleri[10] ile
avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca, üç asıl ve üç yedek üyesi
Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, iki asıl ve iki
yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca, bir
asıl ve bir yedek üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca
kendi üyeleri arasından, yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf
olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş
adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı hâkim
ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi
birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri
yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından idarî yargı
hâkim ve savcılarınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler
yeniden seçilebilir.
Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin dolmasından önceki
altmış gün içinde yapılır. Cumhurbaşkanı tarafından seçilen üyelerin
görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda,
boşalmayı takip eden altmış gün içinde, yeni üyelerin seçimi
yapılır. Diğer üyeliklerin boşalması halinde, asıl üyenin yedeği
tarafından kalan süre tamamlanır.
Yargıtay, Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi genel
kurullarından seçilecek Kurul üyeliği için her üyenin, birinci sınıf
adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek Kurul
üyeliği için her hâkim ve savcının;[11]
oy kullanacağı seçimlerde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl
ve yedek üye seçilir. Bu seçimler her dönem için bir defada ve gizli
oyla yapılır.
Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışındaki
asıl üyeleri, görevlerinin devamı süresince; kanunda belirlenenler
dışında başka bir görev alamazlar veya Kurul tarafından başka bir
göreve atanamaz ve seçilemezler.
Kurulun yönetimi ve temsili Kurul Başkanına aittir. Kurul Başkanı
dairelerin çalışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından
daire başkanlarını ve daire başkanlarından birini de başkanvekili
olarak seçer. Başkan, yetkilerinden bir kısmını başkanvekiline
devredebilir.
Kurul, adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul
etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci
sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun
görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin
cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet
Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin
değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca,
Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.
Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve
genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun
olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya
görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin
sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve
gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili
dairenin teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanının
oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma ve inceleme
işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha
kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırılabilir.
Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki
kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.
Kurula bağlı Genel Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter, birinci
sınıf hâkim ve savcılardan Kurulun teklif ettiği üç aday arasından
Kurul Başkanı tarafından atanır. Kurul müfettişleri ile Kurulda
geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıları,
muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir.
Adalet Bakanlığının merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında geçici
veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcılar ile adalet
müfettişlerini ve hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçileri,
muvafakatlerini alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.
Kurul üyelerinin seçimi, dairelerin oluşumu ve işbölümü, Kurulun
ve dairelerin görevleri, toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma
usul ve esasları, dairelerin karar ve işlemlerine karşı yapılacak
itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ile Genel Sekreterliğin
kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.
IV. Sayıştay
MADDE 160. – (Değişik: 29.10.2005-5428/2
md.) Sayıştay, merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu
idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri
ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve
sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla
verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla
görevlidir. Sayıştayın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı
bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus
olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar
dolayısıyla idarî yargı yoluna başvurulamaz.
Vergi, benzeri malî yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay
ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları
esas alınır.
(Ek: 29.10.2005-5428/2 md.)Mahalli idarelerin
hesap ve işlemlerinin denetimi ve kesin hükme bağlanması Sayıştay
tarafından yapılır.
Sayıştayın kuruluşu, işleyişi, denetim usulleri, mensuplarının
nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve
yükümlülükleri ve diğer özlük işleri, Başkan ve üyelerinin teminatı
kanunla düzenlenir.
(Mülga: 7.5.2004-5170/9 md.)
DÖRDÜNCÜ KISIM
Malî ve Ekonomik Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Malî Hükümler
I. Bütçe
A. Bütçenin hazırlanması ve uygulanması
MADDE 161. – Devletin ve kamu iktisadî
teşebbüsleri dışındaki kamu tüzelkişilerinin harcamaları, yıllık
bütçelerle yapılır.
(Değişik: 29.10.2005-5428/3 md.)Mali yıl
başlangıcı ile merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması, uygulanması
ve kontrolü kanunla düzenlenir.
Kanun, kalkınma planları ile ilgili yatırımlar veya bir yıldan
fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller koyabilir.
Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz.
B. Bütçenin görüşülmesi
MADDE 162. – (Değişik: 29.10.2005-5428/4
md.) Bakanlar Kurulu, merkezi yönetim bütçe tasarısı
ile millî bütçe tahminlerini gösteren raporu, malî yıl başından en
az yetmişbeş gün önce, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar.
Bütçe tasarıları ve rapor, kırk üyeden kurulu Bütçe Komisyonunda
incelenir. Bu komisyonun kuruluşunda, iktidar grubuna veya
gruplarına en az yirmibeş üye verilmek şartı ile, siyasî parti
gruplarının ve bağımsızların oranlarına göre temsili göz önünde
tutulur.
Bütçe Komisyonunun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve malî yıl başına kadar
karara bağlanır.
(Değişik: 29.10.2005-5428/4 md.)Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyeleri, Genel Kurulda, kamu idarebütçeleri hakkında
düşüncelerini, her bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler sırasında
açıklarlar; bölümler ve değişiklik önergeleri, üzerinde ayrıca
görüşme yapılmaksızın okunur ve oylanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bütçe kanunu tasarılarının
Genel Kurulda görüşülmesi sırasında, gider artırıcı veya gelirleri
azaltıcı önerilerde bulunamazlar.
C. Bütçelerde değişiklik yapılabilme esasları
MADDE 163. – (Değişik: 29.10.2005-5428/5
md.) Merkezi yönetim bütçesiyle verilen ödenek,
harcanabilecek miktarın sınırını gösterir. Harcanabilecek miktar
sınırının Bakanlar Kurulu kararıyla aşılabileceğine dair bütçelere
hüküm konulamaz. Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname ile
bütçede değişiklik yapmak yetkisi verilemez. Carî yıl bütçesindeki
ödenek artışını öngören değişiklik tasarılarında ve carî ve ileriki
yıl bütçelerine malî yük getirecek nitelikteki kanun tasarı ve
tekliflerinde, belirtilen giderleri karşılayabilecek malî kaynak
gösterilmesi zorunludur.
D. Kesinhesap
MADDE 164. – Kesinhesap kanunu tasarıları,
kanunda daha kısa bir süre kabul edilmemiş ise, ilgili oldukları
malî yılın sonundan başlayarak, en geç yedi ay sonra, Bakanlar
Kurulunca Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay, genel
uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesinhesap kanunu tasarısının
verilmesinden başlayarak en geç yetmişbeş gün içinde Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunar.
Kesinhesap kanunu tasarısı, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla
birlikte Bütçe Komisyonu gündemine alınır. Bütçe Komisyonu, bütçe
kanunu tasarısıyla kesinhesap kanunu tasarısını Genel Kurula
birlikte sunar, Genel Kurul, kesinhesap kanunu tasarısını, yeni yıl
bütçe kanunu tasarısıyla beraber görüşerek karara bağlar.
Kesinhesap kanunu tasarısı ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye
Büyük Millet Meclisine verilmiş olması, ilgili yıla ait Sayıştayca
sonuçlandırılamamış denetim ve hesap yargılamasını önlemez ve
bunların karara bağlandığı anlamına gelmez.
E. Kamu iktisadî teşebbüslerinin denetimi
MADDE 165. – Sermayesinin yarısından fazlası
doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kuruluş
ve ortaklıklarının Türkiye Büyük Millet Meclisince denetlenmesi
esasları kanunla düzenlenir.
İKİNCİ BÖLÜM
Ekonomik Hükümler
I. Planlama; Ekonomik ve Sosyal Konsey[12]
MADDE 166. – Ekonomik, sosyal ve kültürel
kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve
uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve
değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını
planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir.
Planda millî tasarrufu ve üretimi artırıcı, fiyatlarda istikrar
ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdamı
geliştirici tedbirler öngörülür; yatırımlarda toplum yararları ve
gerekleri gözetilir; kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef
alınır. Kalkınma girişimleri, bu plana göre gerçekleştirilir.
Kalkınma planlarının hazırlanmasına, Türkiye Büyük Millet
Meclisince onaylanmasına, uygulanmasına, değiştirilmesine ve
bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul ve
esaslar kanunla düzenlenir.
Ek: 7/5/2010-5982/23 md.)Ekonomik ve sosyal
politikaların oluşturulmasında hükümete istişarî nitelikte görüş
bildirmek amacıyla Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulur. Ekonomik ve
Sosyal Konseyin kuruluş ve işleyişi kanunla düzenlenir.
Geçici Madde 15.– (Mülga: 7/5/2010-5982/24. md.)
Geçici Madde 18.- (Ek: 7/5/2010-5982/25 md.)Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Anayasa Mahkemesinin mevcut yedek
üyeleri asıl üye sıfatını kazanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde,
Türkiye Büyük Millet Meclisi bir üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun ve
bir üyeyi de baro başkanlarının gösterecekleri üçer aday içinden
seçer.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapacağı üye seçimi için aday
göstermek amacıyla;
a) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde,
Sayıştay Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden
itibaren beş gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru
tarihinin sona erdiği günden itibaren beş gün içinde Sayıştay Genel
Kurulunca seçim yapılır. Her Sayıştay üyesinin[13]
oy kullanabileceği bu seçimde en fazla oy alan üç kişi aday
gösterilmiş sayılır.
b) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
beş gün içinde, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı adaylık
başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden
itibaren beş gün içinde adaylar
Türkiye Barolar Birliği Başkanlığına başvurur. Başvuru tarihinin
sona erdiği günden itibaren beş gün içinde Türkiye Barolar Birliği
Başkanlığının ilanında gösterilen yer ve zamanda baro başkanları
tarafından seçim yapılır. Her bir baro başkanının[14]oy
kullanabileceği bu seçimde, en fazla oy alan üç kişi aday
gösterilmiş sayılır.
c) (a) ve (b) bentleri uyarınca yapılan seçimlerin sonucunda aday
gösterilmiş sayılanların isimleri seçimin yapıldığı günü takip eden
gün Sayıştay ve Türkiye Barolar Birliği başkanlıklarınca Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bildirilir.
ç) (c) bendi uyarınca yapılan bildirimden itibaren on gün içinde
Türkiye Büyük Millet Meclisinde seçim yapılır. Her boş üyelik için
yapılacak seçimde, ilk oylamada üye tamsayısının üçte iki ve ikinci
oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu aranır; ikinci oylamada
salt çoğunluk sağlanamazsa bu oylamada en çok oy alan iki aday için
üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye
seçilmiş olur.
Cumhurbaşkanı, birer üyeyi Yargıtay ve Danıştay kontenjanlarından
olan ilk üyeliklerin boşalmasından sonra Yükseköğretim Kurulunun
kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve
siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından
göstereceği üçer aday içinden seçer.
Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday gösteren kurumların halen mevcut
üyeleri ile kendi kontenjanlarından seçilmiş yedek üyeler, tamamlama
seçiminde göz önünde bulundurulur.
Anayasa Mahkemesinde halen belli görevlere seçilmiş olanların bu
sıfatları seçilmiş oldukları sürenin sonuna kadar devam eder. Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte üye olanlar yaş haddine kadar
görevlerine devam ederler.
Bireysel başvuruya ilişkin gerekli düzenlemeler iki yıl içinde
tamamlanır. Uygulama kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
bireysel başvurular kabul edilir.
Geçici Madde 19.- (Ek: 7/5/2010-5982/25 md.)Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde aşağıda
belirtilen esas ve usuller dahilinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu üyeleri seçilir:
a) Cumhurbaşkanı, hâkimlik mesleğine alınmasına engel bir hali
olmayan; yükseköğretim kurumlarının hukuk[15]
dallarında en az onbeş yıldan beri görev yapan öğretim üyeleri[16]ile
meslekte fiilen onbeş yılını doldurmuş avukatlar arasından dört üye
seçer.[17]
b) Yargıtay Genel Kurulu, Yargıtay üyeleri arasından üç asıl ve
üç yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
yedi gün içinde Yargıtay Birinci Başkanı adaylık başvurusunu ilan
eder. İlan tarihinden itibaren yedi gün içinde adaylar Birinci
Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren
onbeş gün içinde Yargıtay Genel Kurulu seçim yapar. Her Yargıtay
üyesinin[18]oy kullanabileceği
seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye
seçilmiş olur.
c) Danıştay Genel Kurulu, Danıştay üyeleri arasından iki asıl ve
iki yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
yedi gün içinde Danıştay Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan
tarihinden itibaren yedi gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur.
Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde
Danıştay Genel Kurulu seçim yapar. Her Danıştay
üyesinin[19] oy kullanabileceği
seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye
seçilmiş olur.
ç) Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu, kendi üyeleri
arasından, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna bir asıl ve bir
yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi
gün içinde Türkiye Adalet Akademisi Başkanı adaylık başvurusunu ilan
eder. İlan tarihinden itibaren yedi gün içinde adaylar Başkanlığa
başvurur. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün
içinde Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu seçim yapar. Her üyenin[20]oy
kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve
yedek üye seçilmiş olur.
d) Yedi asıl ve dört yedek üye birinci sınıf olup, birinci sınıfa
ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş olan adlî yargı hâkim ve
savcıları arasından, adlî yargı hâkim ve savcıları tarafından Yüksek
Seçim Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren beş gün içinde Yüksek Seçim Kurulu adaylık
başvurularını ilân eder. İlân tarihinden itibaren üç gün içinde
adaylar Yüksek Seçim Kuruluna başvurur. Başvuru tarihinin sona
erdiği günden itibaren iki gün içinde Yüksek Seçim Kurulu adayların
başvurularını inceler ve aday listesini belirleyerek ilân eder.
Takip eden iki gün içinde bu listeye karşı itiraz edilebilir. İtiraz
süresinin sona erdiği günden itibaren iki gün içinde itirazlar
incelenir, sonuçlandırılır ve kesin aday listesi ilân edilir. Yüksek
Seçim Kurulunun kesin aday listesini ilân ettiği tarihten sonraki
ikinci Pazar günü her ilde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi
altında yapılacak seçimlerde, o ilde ve ilçelerinde görev yapan
hâkim ve savcılar oy kullanır. İl seçim kurulları o ilde oy
kullanacak hâkim ve savcıların sayısına göre sandık kurulları
oluşturur. Sandık kurullarının işlem, tedbir ve kararlarına karşı
yapılan şikâyet ve itirazlar il seçim kurulunca karara bağlanır.
Adaylar propaganda yapamazlar; sadece, Yüksek Seçim Kurulu
tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde
özgeçmişlerini bu iş için
tahsis edilmiş bir internet sitesinde yayımlayabilirler.[21]
Seçimlerde en çok oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye
seçilmiş olur. Kullanılacak oy pusulalarıyla ilgili diğer hususlar
Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenir. Yüksek Seçim Kurulu, oy
pusulalarını kendisi bastırabileceği gibi gerektiğinde uygun
göreceği il seçim kurulları vasıtasıyla bastırmaya da yetkilidir.
Yapılacak seçimlerde, 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun bu bende aykırı
olmayan hükümleri uygulanır.
e) Üç asıl ve iki yedek üye birinci sınıf olup, birinci sınıfa
ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve
savcıları arasından, idarî yargı hâkim ve savcıları tarafından
Yüksek Seçim Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bölge idare
mahkemelerinin bulunduğu illerde, il seçim kurulunun yönetim ve
denetimi altında yapılacak bu seçimlerde, o bölge idare mahkemesinde
ve yargı çevresi içerisinde kalan yerlerde görev yapan idarî yargı
hâkim ve savcıları oy kullanır. Bu seçimler hakkında da (d) bendi
hükümleri uygulanır.
Birinci fıkranın (a), (ç), (d) ve (e) bentleri uyarınca seçilen
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun asıl üyeleri bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten sonraki otuzuncu günü takip eden iş günü
görevlerine başlarlar.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunun Yargıtay ve Danıştaydan gelen asıl ve yedek üyelerinin
görevleri, seçilmiş oldukları sürenin sonuna kadar devam eder.
Bunlardan, Yargıtaydan gelen üyelerden görev süresini
tamamlayanların yerine birinci fıkranın (b) bendi uyarınca
seçilenler; Danıştaydan gelen üyelerden görev süresini
tamamlayanların yerine birinci fıkranın (c) bendi uyarınca
seçilenler, sırayla göreve başlarlar.
Birinci fıkranın (b) ve
(c) bentleri uyarınca seçilen
üyelerden, üçüncü fıkra uyarınca göreve başlayanların görev süresi,
birinci fıkranın (a), (ç), (d) ve (e) bentleri uyarınca seçilen
diğer Kurul üyelerinin görev süresinin bittiği tarihte sona erer.
İlgili kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılıncaya kadar,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna seçilen asıl üyeler, Yargıtay
daire başkanı için ilgili mevzuatında öngörülen tüm malî ve sosyal
haklar ile emeklilik hakkından aynen yararlanırlar. Ayrıca, Kurulun
Başkanı dışındaki asıl üyelerine, (30000) gösterge rakamının memur
aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda
aylık ek tazminat ödenir.
İlgili kanunlarda düzenleme yapılıncaya kadar, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu;
a) Anayasa hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla, yürürlükteki
kanun hükümlerine göre Kurul şeklinde çalışır.
b) İkinci fıkra uyarınca asıl üyelerinin göreve başladığı
tarihten itibaren bir hafta içinde Adalet Bakanının başkanlığında
toplanır ve bir geçici Başkanvekili seçer.
c) En az onbeş üye ile toplanır ve üye tam sayısının salt
çoğunluğu ile karar verir.
ç) Sekreterya hizmetleri Adalet Bakanlığı tarafından yürütülür.
Kurul müfettişleri ile adalet müfettişleri atanıncaya kadar,
mevcut adalet müfettişleri, Kurul müfettişi ve adalet müfettişi
sıfatıyla görev yaparlar.
Bu madde hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli düzenlemeler
yapılıncaya kadar uygulanır.
II. Piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlenmesi
MADDE 167. – Devlet, para, kredi, sermaye, mal
ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı
ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma
sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.
Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi
amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine
vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek malî yükümlülükler koymaya
ve bunları kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna yetki verilebilir.
III. Tabiî servetlerin ve kaynakların aranması ve
işletilmesi
MADDE 168. – Tabiî servetler ve kaynaklar
Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve
işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre
için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabiî servet ve
kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle
ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması,
kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin
uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul
ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir.
IV. Ormanlar ve orman köylüsü
A. Ormanların korunması ve geliştirilmesi
MADDE 169. – Devlet, ormanların korunması ve
sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve
tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir,
bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün
ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları
kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı
ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu
olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade
edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda
yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af
çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak
amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar
görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar
olduğu tespit edilen yerler ile 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve
fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla,
bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya
hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler,
şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler
dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz.
B. Orman köylüsünün korunması
MADDE 170. – Ormanlar içinde veya bitişiğindeki
köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün
korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde
Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, 31.12.1981
tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen
kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman
olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman
sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki köyler halkının kısmen
veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan
yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla
düzenlenir.
Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin
sağlanmasını kolaylaştırıcı tedbirleri alır.
Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet
ormanı olarak derhal ağaçlandırılır.
V. Kooperatifçiliğin geliştirilmesi
MADDE 171. – Devlet, millî ekonominin
yararlarını dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve
tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini
sağlayacak tedbirleri alır.
(Son fıkra mülga: 23.7.1995-4121/15 md.)
VI. Tüketiciler ile esnaf ve sanatkârların korunması
A. Tüketicilerin korunması
MADDE 172. – Devlet, tüketicileri koruyucu ve
aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu
girişimlerini teşvik eder.
B. Esnaf ve sanatkârların korunması
MADDE 173. – Devlet, esnaf ve sanatkârı koruyucu
ve destekleyici tedbirleri alır.
BEŞİNCİ KISIM
Çeşitli Hükümler
I. İnkılâp kanunlarının korunması
MADDE 174. – Anayasanın hiçbir hükmü, Türk
toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye
Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda
gösterilen inkılâp kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul
edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı
olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz :
1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu;
2. 25 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisâsı
Hakkında Kanun;
3. 30 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle
Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve
İlgasına Dair Kanun;
4. 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisiyle
kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına
dair medenî nikâh esası ile aynı kanunun 110 uncu maddesi hükmü;
5. 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel Erkamın
Kabulü Hakkında Kanun;
6. 1 Teşrinisâni 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin
Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun;
7. 26 Teşrinisâni 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa
Gibi Lâkap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun;
8. 3 Kânunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin
Giyilemeyeceğine Dair Kanun.
ALTINCI KISIM
Geçici Hükümler
GEÇİCİMADDE 1. – Anayasanın, halkoylaması
sonucu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olarak kabul edildiğinin
usulünce ilânı ile birlikte, halkoylaması tarihindeki Millî Güvenlik
Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı, Cumhurbaşkanı sıfatını kazanarak,
yedi yıllık bir dönem için, Anayasa ile Cumhurbaşkanına tanınan
görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. 18 Eylül 1980
tarihinde Devlet Başkanı olarak içtiği and yürürlükte kalır. Yedi
yıllık sürenin sonunda Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasada öngörülen
hükümlere göre yapılır.
Cumhurbaşkanı, ilk genel seçimler sonucu Türkiye Büyük Millet
Meclisi toplanıp, Başkanlık Divanı oluşuncaya kadar, 12 Aralık 1980
gün ve 2356 sayılı Kanunla teşekkül etmiş olan Millî Güvenlik
Konseyinin Başkanlığını da yürütür.
İlk milletvekili genel seçimleri sonunda Türkiye Büyük Millet
Meclisi toplanıp göreve başlayıncaya kadar geçecek süre içinde,
Cumhurbaşkanlığının herhangi bir surette boşalması halinde, Millî
Güvenlik Konseyinin en kıdemli üyesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi
toplanıp Anayasaya göre yeni Cumhurbaşkanını seçinceye kadar,
Cumhurbaşkanına vekâlet eder ve O’nun Anayasadaki bütün görevlerini
yerine getirir ve yetkilerini kullanır.
GEÇİCİ MADDE 2. – 12 Aralık 1980 gün ve 2356
sayılı Kanunla kuruluşu gösterilen Millî Güvenlik Konseyi, Anayasaya
dayalı olarak hazırlanacak Siyasî Partiler Kanunu ile Seçim Kanununa
göre yapılacak ilk genel seçimler sonucu Türkiye Büyük Millet
Meclisi toplanıp Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar 2324 sayılı
Anayasa Düzeni Hakkında Kanun ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında
kanunlara göre görevlerini devam ettirir.
Anayasanın kabulünden sonra 2356 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesindeki Millî Güvenlik Konseyi üyeliklerinden birisinin
herhangi bir nedenle boşalması halinde doldurulması usulüne ilişkin
hüküm uygulanmaz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp göreve başladıktan sonra,
Millî Güvenlik Konseyi, altı yıllık bir süre için Cumhurbaşkanlığı
Konseyi haline dönüşür ve Millî Güvenlik Konseyi üyeleri,
Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi sıfatını alırlar. Millî Güvenlik
Konseyi üyesi olarak 18 Eylül 1980 tarihinde içtikleri and
yürürlükte kalır. Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri, Anayasada
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin haiz bulundukları özlük
hakları ile dokunulmazlığına sahip olurlar. Altı yıllık süre sonunda
Cumhurbaşkanlığı Konseyinin hukukî varlığı sona erer.
Cumhurbaşkanlığı Konseyinin görevleri şunlardır :
a) Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilerek
Cumhurbaşkanlığına gönderilen, Anayasada yazılı temel hak ve
hürriyetlere ve ödevlere, lâiklik ilkesine, Atatürk inkılâplarının,
millî güvenliğin ve kamu düzeninin korunmasına, Türkiye
Radyo-Televizyon Kurumuna, milletlerarası andlaşmalara, dış ülkelere
silahlı kuvvet gönderilmesine ve yabancı kuvvetlerin Türkiye’ye
kabulüne, olağanüstü yönetime, sıkıyönetim ve savaş haline dair
kanunlar ile Cumhurbaşkanınca gerekli görülen diğer kanunları
Cumhurbaşkanına tanınan onbeş günlük sürenin ilk on günü içinde
incelemek;
b) Cumhurbaşkanının istemi ve tespit edeceği süre içinde :
Milletvekili genel seçimlerinin yenilenmesine, olağanüstü yönetim
yetkisinin kullanılmasına ve alınacak tedbirlere, Türkiye
Radyo-Televizyon Kurumunun yönetim ve gözetimine, gençliğin
yetiştirilmesine ve Diyanet İşlerinin düzenlenmesine ilişkin
konuları incelemek ve görüş bildirmek;
c) Cumhurbaşkanının istemine göre, iç ve dış güvenlik ile gerekli
görülen diğer konularda inceleme ve araştırma yapmak ve sonuçlarını
Cumhurbaşkanına sunmak.
GEÇİCİ MADDE 3. – Anayasaya göre yapılacak ilk
milletvekili genel seçimi sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi
toplanıp, Başkanlık Divanını oluşturması ile birlikte :
a) 27 Ekim 1980 gün ve 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun,
b) 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Millî Güvenlik Konseyi
Hakkında Kanun,
c) 29 Haziran 1981 gün ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında
Kanun,
Yürürlükten kalkar ve Millî Güvenlik Konseyi ile Danışma
Meclisinin hukukî varlıkları sona erer.
GEÇİCİ MADDE 4. – (Mülga: 17.5.1987 tarihli 3361
ve 23.5.1987 tarihli 3376 numaralı kanunlar gereğince, 6 Eylül 1987
tarihinde yapılan halkoylaması sonucunda yürürlükten kalkmıştır.
Halkoylaması sonucunun yayımlandığı Resmî Gazete : 12.9.1987 -19572)
GEÇİCİ MADDE 5. – Yapılacak ilk milletvekili
genel seçimi sonucunun Yüksek Seçim Kurulunca ilânını takip eden
onuncu gün, Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara’da, Türkiye Büyük
Millet Meclisi binasında, saat 15.00’de kendiliğinden toplanır. Bu
toplantıya en yaşlı Milletvekili Başkanlık eder. Bu toplantıda
milletvekilleri andiçerler.
GEÇİCİ MADDE 6. – Anayasaya göre kurulan Türkiye
Büyük Millet Meclisinin toplantı ve çalışmaları için kendi
içtüzükleri yapılıncaya kadar, Millet Meclisinin 12 Eylül 1980
tarihinden önce yürürlükte olan İçtüzüğünün, Anayasaya aykırı
olmayan hükümleri uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 7. – İlk milletvekili genel seçimi
sonunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp, yeni Bakanlar Kurulu
kuruluncaya kadar, iş başında olan Bakanlar Kurulunun görevi devam
eder.
GEÇİCİ MADDE 8. – Anayasa ile kabul edilmiş olan
yeni organ, kurum ve kurulların kuruluş, görev, yetki ve işleyişleri
ile ilgili kanunlarla, Anayasada konulması veya değiştirilmesi
öngörülen diğer kanunlar, Anayasanın kabulünden başlayarak Kurucu
Meclisin görev süresi içerisinde, bu süre içerisinde
yetiştirilemeyenler, seçimle gelen Türkiye Büyük Millet Meclisinin
ilk toplantısını izleyen bir yıl sonuna kadar çıkartılır.
GEÇİCİ MADDE 9. – İlk genel seçimler sonucu
toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı
kurulduktan sonra altı yıllık süre içinde yapılacak Anayasa
değişikliklerini Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri
gönderebilir. Bu takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisinin geri
gönderilen Anayasa değişikliği hakkındaki kanunu, aynen kabul edip
tekrar Cumhurbaşkanına gönderebilmesi, üye tamsayısının dörtte üç
çoğunluğunun oyu ile mümkün olabilir.
GEÇİCİ MADDE 10. – Mahallî idare seçimleri en
geç Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk toplantısını izleyen bir yıl
içinde yapılır.
GEÇİCİ MADDE 11. – Anayasanın halkoyu ile kabul
edildiği tarihte Anayasa Mahkemesi asıl ve yedek üyesi olanların
kadroları ile görevleri devam eder. Bunlardan Anayasa Mahkemesince
belli görevlere seçilenlerin bu suretle kazanmış oldukları sıfatları
saklı kalır.
Anayasa Mahkemesi asıl üye sayısı onbire ininceye kadar boşalan
asıl üye kadrosuna, asıl ve yedek üye sayısı toplamı onbeşe ininceye
kadar da boşalan yedek üye kadrosuna seçim yapılmaz. Anayasa
Mahkemesinin yeni düzenlemeye intibakı sağlanıncaya kadar asıl üye
sayısının onbirden, asıl ve yedek üye sayıları toplamının onbeşden
aşağı düşmesi nedeniyle yapılacak seçimlerde bu Anayasanın kabul
ettiği esasa ve sıraya uyulur.
Anayasa Mahkemesi asıl üye sayısı onbire ininceye kadar dava ve
işlerde 22.4.1962 gün ve 44 sayılı Kanunun öngördüğü toplanma
yeter sayısı uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 12. – 13.5.1981 gün ve 2461 sayılı
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun geçici 1 inci maddesi
uyarınca Yargıtay ve Danıştaydan Kurulun asıl ve yedek üyeliğine;
1730 sayılı Yargıtay Kanununa 25.6.1981 gün ve 2483 sayılı Kanunla
eklenen geçici maddeuyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı ile Cumhuriyet
Başsavcıvekilliğine; 6.1.1982 gün ve 2575 sayılı Danıştay Kanununun
geçici 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Danıştay
Başkanlığına, Başsavcılığına, başkanvekilliklerine ve daire
başkanlıklarına, Devlet Başkanınca seçilmiş bulunanlar, seçildikleri
dönem için bu görevlerine devam ederler.
6.1.1982 gün ve 2576 sayılı Kanunun geçici maddelerinin idarî
mahkemeler başkan ve üyeliklerine atamalara ilişkin hükümleri de
saklıdır.
GEÇİCİ MADDE 13. – Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kuruluna Yargıtaydan seçilmesi gereken bir asıl ve bir yedek üyenin
seçimleri Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen yirmi gün
içinde yapılır.
Seçilen üyeler göreve başlayıncaya kadar Kurul, toplantı yeter
sayısını oluşturacak yedek üyenin katılmasıyla çalışmalarını yapar.
GEÇİCİ MADDE 14. – Sendikaların gelirlerini
Devlet bankalarında muhafaza etmelerine ilişkin yükümlülükleri,
Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde
yerine getirilir.
GEÇİCİ MADDE 15. – 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk
genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama
ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı
Kanunla kurulu Millî Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi
döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında
Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve
tasarruflarından dolayı haklarında cezaî, malî veya hukukî
sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı
merciine başvurulamaz.
Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ,
merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar,
tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra
hükümleri uygulanır.
(Son fıkra mülga: 3.10.2001-4709/34 md.)
GEÇİCİ MADDE 16. – Anayasanın halkoylamasına
ilişkin oy verme kütüğünde ve sandık listesinde kaydı ve oy kullanma
yeterliği bulunduğu halde hukukî veya fiilî herhangi bir mazereti
olmaksızın halkoylamasına katılmayanlar, Anayasanın halkoylamasını
takip eden beş yıl içinde yapılacak genel ve ara seçimleri ile
mahallî seçimlere ve diğer halkoylamalarına katılamazlar, seçimlerde
aday olamazlar.
GEÇİCİ MADDE 17-(Ek 10/5/2007 - 5659/1 md.)Bu
Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak ilk genel seçimde,
Anayasanın 67 nci maddesinin son fıkrası 10/6/1983 tarihli ve 2839
sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun bağımsız adayların birleşik oy
pusulasında yer almasına ilişkin hükümleri bakımından uygulanmaz.
YEDİNCİ KISIM
Son Hükümler
I. Anayasanın değiştirilmesi, seçimlere ve halkoylamasına
katılma
MADDE 175. – (Değişik: 17.5.1987 -
3361/3 md.) Anayasanın değiştirilmesi Türkiye Büyük Millet
Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif
edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel
Kurulda iki defa görüşülür. Değiştirme teklifinin kabulü Meclisin
üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür.
Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki tekliflerin görüşülmesi ve
kabulü, bu maddedeki kayıtlar dışında, kanunların görüşülmesi ve
kabulü hakkındaki hükümlere tâbidir.
Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları, bir
daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri
gönderebilir. Meclis, geri gönderilen Kanunu, üye tamsayısının üçte
iki çoğunluğu ile aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı bu Kanunu
halkoyuna sunabilir.
Meclisce üye tamsayısının beşte üçü ile veya üçte ikisinden az
oyla kabul edilen Anayasa değişikliği hakkındaki Kanun,
Cumhurbaşkanı tarafından Meclise iade edilmediği takdirde halkoyuna
sunulmak üzere Resmî Gazetede yayımlanır.
Doğrudan veya Cumhurbaşkanının iadesi üzerine, Meclis üye
tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile kabul edilen Anayasa
değişikliğine ilişkin kanun veya gerekli görülen maddeleri
Cumhurbaşkanı tarafından halkoyuna sunulabilir. Halkoylamasına
sunulmayan Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun veya ilgili maddeler
Resmî Gazetede yayımlanır.
Halkoyuna sunulan Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların
yürürlüğe girmesi için, halkoylamasında kullanılan geçerli oyların
yarısından çoğunun kabul oyu olması gerekir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa değişikliklerine ilişkin
kanunların kabulü sırasında, bu Kanunun halkoylamasına sunulması
halinde, Anayasanın değiştirilen hükümlerinden, hangilerinin
birlikte hangilerinin ayrı ayrı oylanacağını da karara bağlar.
Halkoylamasına, milletvekili genel ve ara seçimlerine ve mahallî
genel seçimlere iştiraki temin için, kanunla para cezası dahil
gerekli her türlü tedbir alınır.
II. Başlangıç ve kenar başlıklar
MADDE 176. – Anayasanın dayandığı temel görüş ve
ilkeleri belirten başlangıç kısmı, Anayasa metnine dahildir.
Maddekenar başlıkları, sadece ilgili oldukları maddelerin
konusunu ve maddeler arasındaki sıralama ve bağlantıyı gösterir. Bu
başlıklar, Anayasa metninden sayılmaz.
III. Anayasanın yürürlüğe girmesi
MADDE 177. – Bu Anayasa, halkoylaması sonucu
kabul edilip Resmî Gazetede yayımlanması ile Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası olur ve aşağıda gösterilen istisnalar ile bu istisnaların
yürürlüğe girmesine ait hükümler dışında bütünüyle yürürlüğe girer.
a) İKİNCİ KISIM II. Bölümdeki; kişi hürriyeti ve güvenliği, basın
ve yayımla ilgili hükümler, toplantı hak ve hürriyetleri,
III. Bölümdeki çalışma ile ilgili hükümler, toplu iş sözleşmesi,
grev hakkı ve lokavt ile ilgili hükümler,
Bu hükümler yeni kanunları çıkarıldığında veya mevcut kanunlarda
değişiklik yapıldığında ve her halde en geç Türkiye Büyük Millet
Meclisi göreve başladığında yürürlüğe girer. Ancak bu hükümler
yürürlüğe girinceye kadar mevcut kanunlar ve Millî Güvenlik
Konseyinin bildiri ve kararları uygulanır.
b) İKİNCİ KISIM’daki; siyasî faaliyette bulunma hakları ile
siyasî partilerle ilgili hükümler, bunlara dayalı olarak yeniden
hazırlanacak Siyasî Partiler Kanununun;
Seçme ve seçilme hakkı ise yine bu hükümlere dayalı olarak
hazırlanacak Seçim Kanununun;
Yayımlanması ile yürürlüğe girer.
c) ÜÇÜNCÜ KISIM’daki; yasama ile ilgili hükümler;
Bu hükümler ilk milletvekili genel seçimi sonucunun ilanı ile
birlikte yürürlüğe girer. Ancak bu bölümdeki Türkiye Büyük Millet
Meclisinin görev ve yetkilerine ilişkin hükümleri, 29 Haziran 1981
gün ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanun hükümleri saklı
kalmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi göreve başlayıncaya
kadar Millî Güvenlik Konseyince yerine getirilir.
d) ÜÇÜNCÜ KISIM’daki; Cumhurbaşkanı başlığı altındaki görev ve
yetkileri ile Devlet Denetleme Kurulu, Bakanlar Kurulu başlığı
altındaki tüzükler, Millî Savunma, olağanüstü yönetim
usulleri, idare başlığı altındaki mahallî idareler ile Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu hariç diğer hükümler ve Devlet
Güvenlik Mahkemeleri hariç yargıya ilişkin bütün hükümler Anayasanın
halkoylaması sonucunda kabulünün Resmî Gazetede ilanı ile birlikte
yürürlüğe girer. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kuruluna ait yürürlüğe
girmeyen hükümler Türkiye Büyük Millet Meclisinin göreve başlaması
ile, mahallî idareler ile Devlet Güvenlik Mahkemelerine ilişkin
hükümler ise ilgili kanunların yayımlanması ile yürürlüğe girer.
e) Anayasanın halkoylaması sonucu kabulünün ilanıyla birlikte
yürürlüğe girecek hükümleri ve mevcut ve kurulacak kurum, kuruluş ve
kurullar için yeniden kanun yapılması veya mevcut kanunlarda
değişiklik yapılması gerekiyorsa bunlara ilişkin işlemler mevcut
kanunların Anayasaya aykırı olmayan hükümleri veya doğrudan Anayasa
hükümleri, Anayasanın 11 inci maddesi gereğince uygulanır.
f) Kesinhesap kanunu tasarılarının görüşülme usulünü düzenleyen
164 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmü 1984 yılından itibaren
uygulanmaya başlanır.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASINA
İŞLENEMEYEN GEÇİCİ MADDELER
3.10.2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunun geçici maddesi
GEÇİCİ MADDE – A) Bu Kanunun 24 üncü maddesi ile
Anayasanın 67 nci maddesine son fıkra olarak eklenen hüküm bu
Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak ilk genel seçimde
uygulanmaz.
B)Bu Kanunun 28 inci maddesi ile Anayasanın 87 nci maddesinde
yapılan değişiklik, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce, Anayasanın
14 üncü maddesindeki fiilleri işleyenler hakkında uygulanmaz.
27.12.2002 tarihli ve 4777 sayılı Kanunun geçici maddesi
GEÇİCİ MADDE 1.– Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 67 nci maddesinin son fıkrası, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 22 nci Dönemi içinde yapılacak ilk ara seçimde
uygulanmaz.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Değişiklikleri
Kabul
Değiştirilen
Resmi Gazete
Kanun No. Tarihi
Maddeler
Tarih
Sayı
3361
17.5.1987 67,75,175, Geçici 4
18.5.1987 – 19464 Mükerrer
3913
8.7.1993 133
10.7.1993 - 21633
4121
23.7.1995 Başlangıç Metni,
26.7.1995 - 22355
33,52,53,67,68,69,
75,84,85,93,127,
135,149,171
4388
18.6.1999 143
18.6.1999 - 23729 Mükerrer
4446
13.8.1999 47, 125, 155
14.8.1999 - 23786
4709
3.10.2001 Başlangıç Metni,
17.10.2001 – 24556 Mükerrer
13,14,19,20,21,22,
23,26,28,31,33,34,
36,38,40,41,46,49,
51,55,65,66,67,69,
74,87,89,94,100,
118,149, Geçici 15
4720
21.11.2001 86
1.12.2001 - 24600
4777
27.12.2002 76,78
31.12.2002 - 24980 3. Mükerrer
5170
7.5.2004
10,15,17,30,38,87,
22.5.2004 – 25469
90,131,143,160
5370 21.6.2005
133
23.6.2005 - 25854
5428 29.10.2005
130,160,161,162,163
9.11.2005 - 25988
5551
13.10.2006 76
17.10.2006 – 26322
5659
10.5.2007
Geçici 17
18.5.2007 – 26526
5678
31.5.2007
77,79,96,101,102
16.6.2007 – 26554
5697 16.10.2007
Geçici 18, Geçici 19
17.10.2007 – 26673
[1]Bu madde başlığı, 7/5/2010 tarih ve 5982 sayılı
Kanunun 4 üncü maddesi ile değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
[2]Bu madde başlığı, 7/5/2010 tarih ve 5982 sayılı
Kanunun 6 ncı maddesi ile değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
[3]Bu madde başlığı, 7/5/2010 tarih ve 5982 sayılı
Kanunun 8 inci maddesi ile değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
[4]Bu madde başlığı, 23/7/1995 tarih ve 4121
sayılı Kanunun 9 uncu maddesi ile değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
[5]Bu madde başlığı, 7/5/2010 tarih ve 5982 sayılı
Kanunun 14 üncü maddesi ile değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
[6]“bir üye ancak bir aday için oy kullanabilir;”
ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 7.7.2010 günlü, E: 2010/49, K:
2010/87 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
[7]“de her bir baro başkanı ancak bir aday için oy
kullanabilir ve” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 7.7.2010
günlü, E: 2010/49, K: 2010/87 sayılı kararıyla iptal
edilmiştir.
[8]Bu madde başlığı, 7/5/2010 tarih ve 5982 sayılı
Kanunun 17 nci maddesi ile değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
[9]“iktisat ve siyasal bilimler” ibaresi Anayasa
Mahkemesi’nin 7.7.2010 günlü, E: 2010/49, K: 2010/87
sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
[10]“üst kademe yöneticileri” ibaresi
AnayasaMahkemesi’nin 7.7.2010 günlü,
E: 2010/49, K: 2010/87 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
[11]“ancak bir aday için” ibaresi Anayasa
Mahkemesi’nin 7.7.2010 günlü,
E: 2010/49, K: 2010/87 sayılı kararıyla iptal
edilmiştir.
[12]Bu madde başlığı, 7/5/2010 tarih ve 5982
sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ile değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
[13]“ancakbir aday için” ibaresi Anayasa
Mahkemesi’nin 7.7.2010 günlü,
E: 2010/49, K: 2010/87 sayılı kararıyla iptal
edilmiştir.116
[14]“ancak bir aday için” ibaresi Anayasa
Mahkemesi’nin 7.7.2010 günlü,
E: 2010/49, K: 2010/87 sayılı kararıyla iptal
edilmiştir.
[15]“iktisat ve siyasal bilimler” ibaresi Anayasa
Mahkemesi’nin 7.7.2010 günlü,
E: 2010/49, K: 2010/87 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
[16]“üst kademe yöneticileri” ibaresi Anayasa
Mahkemesi’nin 7.7.2010 günlü,
E: 2010/49, K: 2010/87 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
[17]“Cumhurbaşkanı, üst kademe yöneticileri
arasından seçeceği Kurul üyesini, bakanlık, müsteşarlık,
müsteşar yardımcılığı, valilik, Cumhurbaşkanlığı Genel
Sekreterliği, kamu kurum ve kuruluşlarında genel müdürlük
veya teftiş kurulu başkanlığı görevlerini yapanlar arasından
seçer.” tümcesi Anayasa Mahkemesi’nin 7.7.2010 günlü,
E: 2010/49, K: 2010/87 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
[18]“sadece bir aday için” ibaresi Anayasa
Mahkemesi’nin 7.7.2010 günlü,
E: 2010/49, K: 2010/87 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
[19]“sadece bir aday için” ibaresi Anayasa
Mahkemesi’nin 7.7.2010 günlü,
E: 2010/49, K: 2010/87 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
[20]“sadece bir aday için” ibaresi Anayasa
Mahkemesi’nin 7.7.2010 günlü,
E: 2010/49, K: 2010/87 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
[21]“Bu seçimlerde her seçmen sadece bir aday için
oy kullanabilir.” tümcesi Anayasa Mahkemesi’nin 7.7.2010
günlü, E: 2010/49, K: 2010/87 sayılı kararıyla iptal
edilmiştir.
|